İftira
Sultan Selim, Şahin ağa ve Mevlüt paşayla konuşuyordu. Hekim kadın Hümaşah'ı muayene ettikten sonra yanlarına geldi.
"Endişe etmeyin hünkârım, muntazam nefes alıyor. Müsaadenizle..."Sahin Ağa;
"Hümaşah Sultanın dairesindeki cariyeler sorgulandı hünkârım.""Âlâ. Haremdeki cariyeleri de sorgulayın. Bunu yapan haini mutlaka bulun, cezasını kendi elimle vereceğim."
Sultan Selim bu konuda kesin emir vermişti. Mevlüt Paşa ve Şahin ağa çıktıktan sonra Hümaşah'ın yanına geldi. Şefkatle hasekisinin başını okşadı, alnından öptü.
"Evlatlarımız için bir an evvel uyan sultanım. Bunu yapanların yanına kalmayacak."Gülnihal sultan olanları duymuş, abisine destek olmak için saraya gelmişti. Mevlüt paşa odasında tek başına bütün ihtimalleri düşünüyordu. Gülnihal zevcinin yanına geldi. Elini omzuna koydu.
"Kendini çok yoruyorsun. Biraz dinlen istersen.""Hünkârımızın kati bir şekilde emri var. Bir an evvel bulmalıyız. Sultanım bütün ihtimalleri düşünmem icap eder. Selvihan sultan yapmış olabilir mi?"
"Böyle bir ihtimal söz konusu olamaz. Ben yine de sual eder, kesinleştiririm."
Kapı çalındı içeri has oda başı girdi Gülnihal çıktı. Selvihan sultan odasında neler yapabileceğini düşünüyordu. Nöbetçileri nasıl atlatacağını hâlâ bulamamıştı. Gülnihal sultan geldi.
"Selvihan seninle açık konuşacağım. Bu işte parmağın var mı? Unutma ben senin yanındayım.""Yemin ederim ki ben bir şey yapmadım sultanım. Hatta valide sultana da söyledim."
"Peki öyleyse Mevlüt'e söylerim. Yanlış anlama o emir kulu her ihtimali düşünüyor."
"Peki hünkârımız..."
"Bilmiyorum lakin ihtimal de vermiyorum."
Selvihan biraz rahatlamıştı. Gülnihal çıkar çıkmaz Nigar'ı çağırttı.
"Nigar bu isten vazgeçiyorum. Hümaşah'ı şimdilik öldürmeyeceğiz."Akşama doğru Sultan Selim masanın başına geçmiş devlet işleriyle ilgileniyordu. Kafası meşgul olsa bile işleri daha fazla aksatamazdı. Hümaşah uyandı. Halsizce gözlerini araladı. Önce etrafına bakındı ne olduğunu henüz idrak edememişti. Masa başındaki Selim'i görünce cılız bir sesle seslendi.
Selim hemen kafasını çevirdi. Hümaşah'ın uyandığını görünce hemen yanına gitti.
"Hümaşah! Saadetimin sultanı nihayet uyandın. Ağalar hekim çağırın!"Hekim kadın Hümaşah'ı tekrar muayene ettikten sonra dışarı çıktı. Selim ve Hümaşah bir başına kalmıştı.
"Beni çok korkuttun.""Hünkârım hekim kadın söylemedi bana ne olmuş? Evlatlarım nerde?"
"Sen bunları düşünme. Emir verdim evlatlarımız birazdan burda olur. Lakin onların haberi yoktu."
Eğilip alnından öptü. Hümaşah yorgun bir gülümsemeyle sevdiği adama baktı. Latife ve Nurmisal çocukları getirmişti. Annelerinin yanına yattılar. Hümaşah şimdi daha huzurluydu. Selim mutlulukla onları izliyordu. Daha sonra Hümaşah'ı cariyelere emanet etti. Şahin ağadan, sadrazamı Lütfi Paşanın rahatsızlandığını öğrenmişti. Şimdi onu ziyarete gitmeliydi.
Herkes sırayla Hümaşah'a geçmiş olsun demeye gidiyordu. Valide sultan da mecburiyetten gitti. Ayşenil ve Asude Hümaşah'ın başında çocuklarla ilgileniyorlardı. Valide sultan kuru bir geçmiş olsun dedi. Hümaşah ona düşmanca baktı. içten içe valide sultanı suçluyordu.
"Sağ olun..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hümaşah Sultan
Historical FictionNOT: Olaylar ve kişiler tamamiyle hayal ürünüdür. ->hanedan #1 ->sultan #1 ->hünkar #1 Başlama tarihi: 13.12.2017