Bir tutam, ego! Üç tutam, yakışıklılık! Azıcık akıllı, bayağı çapkın! Hiç olmayan terbiye, ve karşınızda Uraz Kandemir!
Hayatı sadece bir gecede değişen, Bade Esenler.
Bu hikaye zalim Şehrin, zalim Tozlarına gelsin.
Başlangıç tarihi : 18.02.2020
Bölüme başlamadan köşedeki minik yıldızı parlatırsanız çok sevineceğim.💖
Instagram'da şarkı önerisi yaptığımda beğendiğim bir şarkıyı yukarıya koyacağım, dinlemenizi tavsiye ederim.
Buraya en sevdiğiniz şarkıyı yazabilir misiniz?
Satır aralarına 🖤 bırakabilirsiniz.
Keyifli okumalar diliyorum.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
8.BÖLÜM: "SARHOŞ KALPLER"
Kalbinde mi sarhoşu olur? Kalbinde sarhoşu olur. Ne yaptığını bilmez sarhoş kalp. Nerede düzgün atacağını, nereye gideceğini bilmez.
Tık! Tık! Tık!
Bu ses kulaklarımda çınlıyor. Gözlerimi açmak istiyorum fakat açamıyorum.
Tık! Tık! Tık!
Korku ile gözlerimi açtım. Etraf karanlıktı. Demek ki akşam olmuştu. Yüzümü ovaladım, duyduğum ses kapıydı. Şiddetli bir şekilde çalınıyordu. Yavaşbir şekilde kalktım. Kimdi bu alacaklı gibi çalıyordu, kapıyı? Kapıyı açtım. Uraz, ayakta duracak hali bile yoktu. Sarhoş muydu bu? Çünkü öyle bir hali vardı.
"Selam." Omzunu kapının pervazına yaslamıştı. Kolunun altına girerek içeriye geçirdim.
"Sarhoş musun sen?" Kanepeye bıraktım. Kendini göstererek cevap verdi.
"Bu olmamış halin ise, sarhoş hâlini hiçte merak etmiyorum." Uraz, başını arkaya yasladı.
"Sen niye geldin buraya?" Gözlerini gözlerime çevirdi.
"Canım istedi, geldim." Kollarımı göğsümün altında birleştirdim.
"Sen öyle her istediği yapıyor musun?" Başını evet anlamında salladı.
"Genellikle." Üzerine eğildim.
"Açsana şu gözünü şurada konuşuyoruz." Hiç beklemediğim bir zamanda belimden tutup kucağına çekti. Çığlık atmadan duramadım. Uraz, yüzüme yaklaşıp muzip bir ifade ile konuşmaya başladı.
"Yanlış anlayabilirler, bağırma."
"Hâlâ, aklın fikrin nelerde!" Boynuma gelen saçlarımı geriye çekti.
"Bir bilsen aklımdan geçenleri donup kalırsın." Sesli bir şekilde yutkundum. Uraz, tekrardan başını geriye yasladı. Kucağından, çevik bir hareket ile kalktım.
"Hadi git sen." Bu dediğime kendim bile inanmadım. Gidemezdi hele ki bu hali ile! Sızıp kalacaktı buraya. Derin bir iç çekip mutfağa gittim. Dolabın içerisinden büyük bir kupa aldım. Sonrasında kahve makinesine gereken malzemeleri koyup kaynatmaya başladım.
