53.BÖLÜM: "NASIR TUTAN DÜŞÜNCELER"

16.9K 835 478
                                    

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.

Buraya kırmızı kalplerinizi Bade ve Uraz için bırakabilirsiniz. <3

Bir daha ki bölüm vote sayıları yükselmeden gelmeyecek, uzun bir bölüm yazdım lütfen emeğe saygı. 

Keyifli okumalar.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

53.BÖLÜM: "NASIR TUTAN DÜŞÜNCELER"

Nasır, aynı bir mikrop gibi bütün vücudu bir anda sarar. Belki tek bir hücreye savaş açar ama savaştığı hücreyi tanıyan diğer hücreler onu korumaya çalışır. Bazen, hatta bazen değil çoğu zaman sanki beynimin içinde bir kemirgen var gibi hissediyorum. Bu kemirgen her geçen gün beynimi kemiriyor. Düşüneceğim bazı şeyleri kemirip unutturuyor. Bazende kaderimde buda mı vardı? Diyorum. Her zaman bunu da sorguluyorum. Ne kadar düşünsem de bir çıkış yolu bulamıyorum. Sınav kağıtlarında bile şıklar olur, kolay gelir. Benim sorularımın şıkkı bile yok. Klasik soru tarzı. Gözümün önünde dönüp duran tek şey az önce duyduğum iki haberdi. Her şeyin üst üste gelmesi ile kendime bir kaç saniye gelemedim. Elim ayağım buz kesti, damarlarımda ki kanın donduğunu hissettim. Bir yaz akşamı olsa belki ısınırdım ama ısınamıyorum, ruhum, bedenim, kalbim her bir uzvum üşüyor.

"Bade." Ufuk'un sesini duyduğumda dış dünyaya dönebildim. Yıllardır uyuyan bir hastanın uyanması gibi gözlerimi ona çevirdim.

"Karakolda Uraz'ı öldürecekler!" Bu dediklerim ile tüm kanım yine çekildi. Tüylerim diken diken oldu. O sinirli adam kimdi bilmiyorum fakat Uraz ağzını açıp o adama hiçbir şey demedi, işte en çok canımı sıkan buydu.

"Karakolun önünde Fuat var, ona haber veririm o bakar. Aykut abi'nin yanına gidelim." Ufuk'un cümlesi ile başımı onaylar anlamda salladım.

Babamın iyi haberini aldıktan sonra Uraz'ın yanına gideceğim. Ufuk telefondan Fuat dediği adamı aradı, ona fazlada kibar olmayacak bir dille anlattıktan sonra telefonu kapattı. Stresten tırnaklarımı kemirmeye başladım. Başıma feci bir sancı girdi elimi bu seferde başıma koydum, ovaladım. Yanlış bir tercih yapmışım gibime geliyor. Ama nerede yanlış yaptığımı çözemiyorum. Sanki iki yönlü bir köprünün üstündeyim iki kolumu yana açmışım, bir taraftan birisi diğer taraftan diğeri çekiyor.

Hastaneye çok kısa bir zaman sonra ulaştık, içeriye girdik. Koşar adımlarla babamın kaldığı yere çıkacağım esnada Cenk'in bana doğru yaklaştığını göz ucuyla gördüm. Onu umursamadan Ufuk ile beraber çıktık. Şu Cenk denilen adamı da bir araştırmak lazım. Yoğun bakımın önünde bir sürü doktor hemşire girip çıkıyordu. Ufuk'un oraya koyduğu adamın yanına gittim ve hızlıca konuştum, "Babamın durumu nasıl?" Bu sorum ile Ufuk'ta yanıma geldi.

ŞEHRİN TOZU | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin