Bir tutam, ego! Üç tutam, yakışıklılık! Azıcık akıllı, bayağı çapkın! Hiç olmayan terbiye, ve karşınızda Uraz Kandemir!
Hayatı sadece bir gecede değişen, Bade Esenler.
Bu hikaye zalim Şehrin, zalim Tozlarına gelsin.
Başlangıç tarihi : 18.02.2020
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.
Kırmızı kalplerinizi bu satıra doldurabilirsiniz.
Keyifli okumalar.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
39.BÖLÜM: "ŞEHİR DIŞI"
Kafasına vurduğum kişi Uraz'dı. Şu anda dejavu yaşıyorum. Tuğçey'le beraberde vurmuştuk. Adam alışmış olmalıydı ki yüzünü buruşturdu. Yüzüne doğru eğildim, onunla aynı boya gelmiş oldum.
"Elinin ayarını s..." demeye çalıştı. Sonrasında gözlerini yavaş yavaş açtı. Beni gördüğü an cümlesine devam etti. "Seveyim." dedi. Gülmemek için zor durdum.
"İyi misin?" dedim. Uraz doğrulmaya çalıştı, koluna girdim. Bir bakımdan destek olmuş oldum. Yatağın en alt köşesine koca cüssesini zorlukla çıkardım. Uraz o mükemmel gözleriyle bakmaya devam ederken telaşla sorgulamaya devam ettim.
"Ya ama sende hırsız gibi girmişsin. Nereden bilebilirim? Arsız mısın, kimsin?" Dedim, Uraz kafasına elini koydu.
"Benden başka girecek olan adamın bacağına..." Diyeceği şeyin farkına varmış olacak ki, sustu. İnledi. Sanırım kafası çok acıyordu.
"Ay vallahi özür dilerim. Bilerek olmadı. O mükemmel kafana hiç öyle şeyler yapmak istemezdim." Dedim. Bende artık saçmalamaya başlamıştım. Uraz'ın dudağının yanı kıvrıldı.
"Ne dedin bakayım sen?" Dedi, sonrasında kafasını sağa doğru götürdü. Benimle aynı hizaya geldi.
"Duydun." Dedim, Uraz yüzünü buruşturdu.
"Geçici hafıza kaybı geçiriyor olabilirim." Dedi, bende sırıttım ve omzuna bir tane geçirdim.
"Bir kerede ciddi olsan şu sağda ki dişimi kıracağım." Dedim, Uraz başında ki elini çekti.
"Bir daha o cümleyi duymak istemiyorum." Dedi, gülüşüm anında bozuldu. Ben şakasına demiştim. Ne vardı bu cümlede?
"Kendine bir şey yapacak olmanın konusu bile beni çileden çıkarmaya yeterli." Dedi, o fark etmeden sırıttım. Beni düşünmesi, hoşuma gitti.
"Ben sana buz getireyim." Dedim ve onun cevap vermesini beklemeden hızlıca odadan çıktım. Yanaklarım ısınmıştı.
Adam bütün ayarlarımla oynamayı nasıl başarıyordu?
Şimdi tek sorun ben aşağıya bir daha nasıl ineceğim? O karanlıkta bir daha inmem çok kötü olur.
