43.BÖLÜM: "ÖRÜLEN DUVARLAR"

25.2K 1.2K 530
                                    

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım. Satır aralarını da lütfen boş bırakmayalım. <3

Başlama saatlerinizi buraya alalım. 

Keyifli okumalar. ♥

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

43.BÖLÜM: "ÖRÜLEN DUVARLAR"

Hepsi içeriye geçtiğinde, hepsinden en uzakta oturdum. Babam beni görünce gözlerine renk gelmişti. Beni sevdiğini en içten hissediyordum, bana değer verdiğini. Ben üvey babamdan böyle sevgi görmedim. Canımı en çok yakanda buydu. 

"Kızım nasılsın?" Dedi, tam ben cevap vereceğim sırada araya başka bir ses girdi. 

"İyi babası." Dedi, Uraz. Babamın sert bakışları Uraz'a çevrildi. Babam aslında kibar birisiydi ama Uraz'a karşı bunu göstermiyordu. Uraz'da öyle.

"Sen benim kızımı her istediğinde alıp götürebileceğini  mi sanıyorsun?" Dedi, yine kavga edeceklerdi. Bakışlarımı Uraz'a çevirdim. Bu sefer hiç karışmayacağım, gerektiği zamanda olaya dahil olurum.

"Evet," Dedi, sonrasında sırtını arkaya yasladı. Cümlesine devam ettirdi. "...peki sen bana her istediğinde hesap sorabileceğini mi sanıyorsun?" Dedi, babam bozulmuştu.

"Niye kimsin de sen hesap soramayacağım?" Dedi, Uraz'ın sinirlendiğini nefes alış verişinden bile anlayabiliyordum.

"Sana kim olduğumu ayrıntılı bir şekilde anlatırdım," Dedi, sonrasında bana baktı. Cümlesine devam etti. "...dua et bir kadının sözünden çıkamam." Dedi, babam hemen cevap verdi.

"Korktum demiyor da." Dedi, Uraz ayağa kalkar gibi oldu ama kolundan tuttum. 

"Uraz biz yemek hazırlayalım mı?" Dedim, derin bir nefes aldı. İkisinin neden anlaşamadığını bir türlü anlamıyordum. Babam sürekli Uraz'ın damarına basmaya çalışıyor gibiydi.

Uraz'la beraber mutfağa gittik. Kalçasını tezgaha yasladı, kollarını da göğsünün altında birleştirdi. Sinirli olduğunu bildiğim için çok konuşmak istemedim. En kolayından menemen yapabilirdim. Aklıma başka bir şey gelmedi.

Zaten olan malzemelerden ancak bu kadarı olur.

Malzemeleri çıkarıp, domatesleri yıkadım. Uraz'ın düşünceli olduğunu görmüştüm fakat üzerine gitmek istemedim. O soğansız sevdiği için soğansız yapacaktım. Hızlıca domatesleri doğradım ve menemeni yapmaya başladım. Soğansız menemen hiçte sevmem, bir şeye benzemez. Tadını alamayız bir kere. 

"Bu herif bir gün elimde kalacak." Ses tonu gerçekten de çok sinirliydi. Aralarında öyle bir duvar vardı ki, aşılması zor bir duvardı. 

"Biraz sakin mi olsan?" Dedim, karabiber ve pul biber ilave ederken. Uraz başını bana çevirdi, vücudu aynı şekilde duruyordu.

"Ben zaten sakinim." Dedi, tahta kaşık elimdeyken cevap verdim. 

ŞEHRİN TOZU | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin