Bir tutam, ego! Üç tutam, yakışıklılık! Azıcık akıllı, bayağı çapkın! Hiç olmayan terbiye, ve karşınızda Uraz Kandemir!
Hayatı sadece bir gecede değişen, Bade Esenler.
Bu hikaye zalim Şehrin, zalim Tozlarına gelsin.
Başlangıç tarihi : 18.02.2020
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.
Buraya kırmızı kalplerinizi Bade ve Uraz için bırakabilirsiniz. <3
Medya da Bade'nin gelinliği vardır.
Keyifli okumalar.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
50.BÖLÜM: "AŞK İZİ"
Bir inanışa göre; aşkı saklamak istemişler. Böylelikle değerini anlayıp, kıymetli olsun diye düşünmüşler. Birisi çıkıp demiş ki, "Göklerin en uzağına saklayalım." Diğeri, "Denizin en dibine..." Öbürü, "Ormanın en kuytu köşelerine..." Der. Bütün fikirler değerlendirilir. Sonunda çıkar ve birisi derki; "İçlerine saklayalım oraya bakmak akıllarına gelmez." Bu fikir herkesin hoşuna gider.
Aşk'ın bazı izleri vardır, kazınmış izleri. Asla unutulmayacak izleri...
Gecelerim kabusa döndü. Nasıl uyuduğumu bile anlayamadım. Sürekli uyandım, kabuslarım peşimi bırakmadı. Acı geçmişim beni içine çekti. Uraz'ı da sarmaladı, ikimizi kara delik gibi yuttu.
Bir kabusum da kaçıyordum ondan, Rıfat Esenler'den...
Kabuslarıma girdi bana gecemi zindan etti. Onun varlığını günler sonra görmek bütün bedenimde ki kanın çekilmesine sebep oldu.
Bir başka kabusum ise babam ile ilgili oldu.
Onu bir anda kaybettim, bedeni kapkaranlık oldu. Toprağın altına gömüldü. Onu bu kadar geç bulmuşken, erkenden kaybedemem. Onun ölümü beni en derinden sarsar.
En sonuncu kabusum ise en içime işlendi, göğüs kafesimi sıkıştırdı.
Sevdiğim adam bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Onunla bir morgun içerisinde, bembeyaz bedeni ile saatlerce kaldım. O konuşmadı, ben ağladım. Göz yaşlarım sessizliğimizin sesi oldu. Onun varlığıyla nefes alabilen ben nasıl da dayanırım onsuzluğa?Bütün bir gecem bu 3 rüya ile geçti, başa dönüp durdu. Sürekli tekrarlandı. Sahneler aynıydı. Geçmişim yakamı bırakmadı.
Derin bir nefes aldım ve yataktan doğruldum. Bunları düşünmemem gerekiyor. Bugün Uraz ve benim mutlu günüm. Bugün bir olacağımız gün. Telefonumu elime aldım ve Uraz'a mesaj yazdım. Boş bulduğum her vakit onun iyi olduğunu öğreneceğim.
"Günaydın, nasılsın?"
Diye bir soru yönelttim. Ama interneti kapalıydı, mesaj tek tık oldu. Bundan dolayı endişelensem de mesaj kısmına geçtim oraya da aynı mesajı attım. Bir iş üzerinde tabii ki internetini açmaz, endişe yapmaya gerek yok. Telefonumu kenara koydum, ayaklarımı yere sürte sürte banyoya girdim. Düne nazaran bugün hiç neşem yok, sevdiğim adam da yok.
