7- Geri Çekilen Bulutların Ardından Gelen Aydınlık

2.3K 256 55
                                    

Efrain Blake...

İsmi zihnimde daha önce hiç görmediğim imgeler çağrıştırıyordu, daha önce bu isimdeki birini hiç tanımamıştım, hatta böyle bir isim olduğunu bile bilmiyordum. Biraz ürpertici, fakat masalsıydı. Gün boyunca beynimde yankılanan bu isim bana söylemem gereken bir şeyler varmış, ancak ne diyeceğimi unutmuşum gibi hissettiriyordu.

Son derste Bayan Katherine tahtayı hiç bilmediğim cebir formülleriyle doldurduğu sırada bir yandan ışık hızıyla not almaya çalışıyor, öte yandan da dikkatimi tamamen derse vermeye uğraşıyordum. Ne kadar denersem deneyeyim odaklanamıyordum, Bayan Katherine'in üç saniye sonra dünyanın sonu gelecekmiş ve bizi kurtarabilecek olan tek şey karekökler ve üslü sayılarmış gibi ders anlatması da hiç yardımcı olmuyordu. 

Tahtaya o kadar çok yazıp siliyordu ki dersin sonunda eğer camlar açık değilse daracık sınıfta uçuşan tebeşir tozundan hepimiz sarhoş oluyorduk ve içerisi de beyaz bir sisle kaplı mistik bir evren gibi görünüyordu. Kalem tutmaktan acıyan parmaklarım pes etmeyi reddederek not almayı sürdürdüğü sırada o çoktan tahtanın yarısını silmişti bile, insanüstü bir hızla yazan Caitlin'in defterinden kopyalamaya başlamıştım ki adımın söylenmesiyle irkilerek kalemi yere düşürdüm.

"Bayan Wilson," dedi Bayan Katherine beni işaret ederken. Bir eliyle tahtayı gösterip diğer eliyle de tebeşiri bana uzatıyordu, kısaca bu ölüm fermanımın imzalandığı anlamına geliyordu. Bayan Katherine genelde dersin ortasında pat diye tahtayı birkaç soruyla doldurur ve çözmesi için sınıftan birkaç kişiyi kaldırırdı, çözemezseniz sizi listeye eklenen bir sürü eksi ve okul çıkışı acılı bir etüt bekliyordu. Tahtaya gitmek için sıradan kalktığımda stresten bayılmak üzereydim, ayaklarım geri geri gidiyordu ve idam edilmeye götürülen mahkumlar gibi hissediyordum.

Beyaz tebeşiri elinden alıp bana işaret edilen birinci sorunun yanına giderken gerginlikten kusmamak için mücadele ediyordum. Tahtada beni kısacık bir soru ve upuzun bir işlem bekliyordu, işin daha kötü yanı benim bu soruyu çözebilmem için bana ekstradan yirmi veri vermesi gerekiyordu. 

O an kendi sorunuma o kadar odaklanmıştım ki tamamen sınıftan soyutlanmış olmalıydım, bu nedenle benden iki metre ileride dördüncü soru için kaldırılan Zoey ve üçüncü soru için gelen Hayes'i fark etmemiştim bile. Ta ki tam dibimden burnuma tanıdık bir koku dolana ve başımı çevirdiğimde keskin bir çene hattıyla karşılaşana dek. Yüzüne bakabilmek için kafamı yukarı kaldırdığımda sık ve uzun kirpiklerin altından bakan gözler yalnızca çözmesi gereken soruya odaklanmıştı. Tebeşiri tutan parmakları onun rengiyle yarışacak beyazlıktaydı, elleri bile insanın aklını alacak bir güzellikteydi, oturup saatlerce bakabilirdiniz.

Zoey kendi alanını harıl harıl işlemlerle doldurduğu sırada Hayes de benden farksız şekilde soruyla bakışıyordu, yanımdaki Efrain ise soruyu bir kez daha okuduktan sonra kendinden son derece emin bir şekilde işlem yapmaya başladı, tereddütsüz bir şekilde yazıyordu. Dikkatimi kendi soruma odaklayıp sırf bir şeyler yapıyormuş gibi görünmek için soruyu ikiye bölerek aşağı yazdığım sırada çok hızlı nefes alıp verdiğim için Efrain'in dikkatini çektim. 

Kesik ve düzensiz nefeslerim tahtaya çarparak tebeşir tozlarını onun tarafına uçuşturuyordu, işlemine ara verip göz ucuyla bana baktığında göz göze geldik. Gözlerinin içine baktığım an ayaklarım uçurumdan kaymış da boşluğa doğru savrulmuşum gibi hissetmekten kendimi alamadım, kocaman açılan gözlerimle ona bakınırken havada tebeşiri tutan elim titriyordu. Gözlerimi ondan alıp yaptığı işleme kaydırdım, sonra da kendi soruma baktım. Neyse ki tahtaya birilerini kaldırdığında Bayan Katherine sınıfta sorusu olanlarla ilgilenir ve bize pek dikkat etmezdi. Yoksa çoktan kaç dakikadır hiçbir şey yapmadan dikildiğim için azarı yemiştim.

DARK MOONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin