Playlist:
#Lana Del Rey - Yes to Heaven
#Taylor Swift - Untouchable
Merhaba,
Bir sonraki bölüm final ve gerçekten veda etmek çok zor olacak benim için. Bu zamana kadar verdiğim uzun aralara rağmen yanımda olup okumaya devam eden herkese sonsuz teşekkür ederim. İyi okumalar!
-
Rüyalar...
Gerçekliğin bir uzantısı, hayal gücünün bir ürünü, bilinçaltının karmakarışık bir oyunu... Böyle sürüp giden bir sürü tanımlama yapılabilirdi elbette. Ama benim için rüyalar artık hayatımın ayrılmaz bir parçasıydı. İlk zamanlar nasıl korktuğumu hala hatırlıyordum, gördüğüm tuhaf rüyalar ödümü koparıyordu ve neler olduğunu çözemiyordum. Hala tam olarak gizemini çözemesem de artık rüyalarımın korkulacak şeyler olmadığını biliyordum, Efrain'le zihinlerimizi birleştiren bir şey vardı, sanki birlikte olmazsak tamamlanamazmışız gibi hissediyordum.
Gördüğüm nefes kesici rüyanın üzerinden on gün geçmişti, bahar balosu bu geceydi ve herkes heyecanla hazırlanırken ben de ayak uydurmaya çalışıyordum. Hatta itiraf etmek gerekirse birlikte alışverişe çıkmak hoşuma bile gitmişti. Yalnız kalmaması için Caitlin'i de çağırmıştık ve yüzündeki heyecanı gün boyunca silememişti. Güzel bir yılı geride bırakırken onunla aramızdaki anlaşmazlığa da son vermek istiyordum. Belki bir daha hiçbir zaman Jade ya da Jenny kadar yakın arkadaşım olmayacaktı, ama düşmanım da olamazdı.
Hazırlanmak için Jade'in evini seçmiştik, annesi evde değildi. Jade'in söylediğine göre babaları onu akşam yemeğine çıkarmıştı. Jade olur da barışırlar diye biraz gergindi çünkü kendini buna hazır hissetmiyordu.
Bir buçuk saattir odanın içinde bir sağa bir sola koşuşturan Jenny herkese yetişmeye çalışıyordu, seçtiği yeşil elbiseyle bir doğa perisini andırıyordu. Yardım etmesi için Jolene'i çağırmıştım, sabah erken saatte Fransa'ya uçağı vardı, tekrar orada yaşamaya gidiyordu ve onu özleyecektim. Aslında şu an dinleniyor olması lazımdı, fakat böyle bir fırsatı asla kaçırmayacağını söylemişti; sihirli dokunuşlarıyla hepimizi birer peri kızına çevirecekti.
Yeni tarzıyla kapımızda belirdiğinde hepimizin çenesi şaşkınlıktan yere düşmüştü çünkü göz kamaştırıyordu; saçlarını siyaha boyamış ve kulaklarının altında kestirmişti, kakülüyle ve kırmızı rujuyla her zamanki gibi son derece büyüleyici gözüküyordu. Sanırım ona uymayan bir tarz düşünülemezdi, nefes kesici bir güzelliği vardı. Elindeki maşayla saçlarıma şekil verirken aynadan bana göz kırptı. "Gidiyor olabilirim, ama bu aniden sana Fransa'ya gelmen için bilet alamayacağım anlamına gelmez, her an defilelerimden birinde seyirci olmaya hazır ol."
Omzuma düşen buklelere bakarken gülümsedim. "Gerçekten çok isterim."
Saçımın bir tutamını nazikçe maşaya sararken, "Şaka yapmıyorum," dedi. "Gayet ciddiyim, hem belli mi olur; belki iki tane bilet yollarım, senin şu beyaz atlı prensini de yanında getirirsin ve Paris'te tatil yaparsınız. Her ne kadar kendi adıma aşka inanmasam da aşık çiftler için yapmayacağım şey yoktur."
Utangaç bir tavırla ellerimi kucağımda birleştirdim. Ne zaman birisi ikimizden bahsetse hala kızarmadan edemiyordum, kalbim göğüs kafesimi delecek gibi oluyordu.
"Bence biraz çaba sarf edersek sana mükemmel bir elf makyajı yapabiliriz!" Caitlin Jenny'nin makyajını yapma görevini üstlenmişti ve bunu görmek gerçekten tuhaftı çünkü Caitlin bir zamanlar Nelson için ölüp biterken şimdi onun kız arkadaşına makyaj yapıyordu. Caitlin'in bu durumu olgunlukla karşılaması ve iyi anlaşmaları beni gerçekten şaşırtmıştı. Yanımızda hala mahcup ve çekingen davransa da bizimle birlikte olmaktan ne kadar mutlu olduğunu görebiliyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/32673858-288-k303492.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK MOON
Teen FictionBelki de gerçek olan şey rüyalarımızdır... Ve bazen uzun süren bir sessizlik milyonlarca kelimeden daha fazla şey anlatır.