Playlist:
#Lana Del Rey - Born To Die
#Kai - Mmmh (slowed & reverb version)
İyi okumalar!
---
Aşağıdaki kapının belli belirsiz tıklatılma sesini duyarak gözlerimi araladığımda nerede olduğumuzu idrak etmem birkaç saniye aldı. Saatten bihaberdim ama hala hava kararmadığına göre çok da geç sayılmazdı.
Camın ardında kulakları sağır edercesine vahşi bir şekilde uğuldayan rüzgar muhtemelen dondurucuydu, ancak yatağın içi ve Efrain'in kollarının arası sımsıcaktı.
Kapı bir kez daha vurulunca hafifçe iç çekip göz devirdim, kollarımız ve bacaklarımız resmen birbirine dolanmıştı, yanağımın altındaki göğsü düzenli nefeslerle kalkıp iniyordu. Onu uyandırmamak için olabildiğince yavaş şekilde kollarının arasından sıyrıldım ve üstünden geçerek parmak ucunda kapıya koştum.
Kapıyı açtığımda karşımda Jenny duruyordu ve beni karşısında görür görmez kapının geç açılmasıyla ilgili fazla yüksek sesle sitem edeceğini anladığımda elimi ağzına bastırıp kapıyı arkamızdan hafifçe çektim. Rüzgâr gerçekten de dondurucuydu ve üzerimde sadece pijamalar varken donmak işten bile değildi.
Jenny soğuktan kıpkırmızı kesilen burnunu ovuşturarak boyun atkısını yukarı çekti. "Beklemekten ağaç değil, ama kardan adam oldum," dedi dişlerini birbirine vurarak, ağzından çıkan sıcak hava, soğuk havaya çarpınca oluşan buhar yüzünü neredeyse yok ediyordu.
"Tanrı aşkına... neredeyse akşam olacak, saat dört oldu ama siz sabahın altısından beri hala uyuyor musunuz?"
Bu sırada donmak üzere olduğumu fark etmiş olacak ki beni içeri itip kapıyı arkamızdan tamamen kapattı. Soğuk hava akımı bıçak gibi kesilirken içeri dolan soğuk havanın yayılmasıyla titredim. Fısıldayarak konuşmasına devam etti. "Tabii... yanlış bir zamanda gelmedim umarım."
Kollarımla kendimi sararak ısıtmaya çalıştım. "Birkaç saat daha uyku fena olmazdı açıkçası."
"Nesiniz siz? Koala falan mı?" Kol saatine parmağıyla hafifçe vurdu. "Akşam dokuzda parti veriyoruz, organizasyon neredeyse tamam sayılır, ama hazırlanmak için sana da ihtiyacımız var."
"Parti mi?" Bir an uykulu gözlerle aval aval baktım.
"Hmm... akşam başka planlarınız mı vardı yoksa?" Muzipçe sırıtıp bana omzuyla vurduğunda göz devirdim.
"Hayır, sadece buz gibi havada bu kadar enerjik olup üstüne bir de o kadar saat yol geldikten sonra yılmadan daha ilk günden parti organize edebilmene şaşırdım."
"Ben değil," diye düzeltti. "Biz. Jade ve ben. Ama tabii Hayes de epey yardım etti, bir de Grayson. Nelson pek parti çocuğu sayılmaz, ama bunu hazırlanırken detaylı olarak konuşacağız." Gözlerinde ışıltılarla beni süzdü.
Esneyip arkamdaki duvara yaslandım. Nelson'a kesinlikle katılıyordum, fakat belki de gerçekten bir partiye ihtiyacımız vardı. Yeni bir Alice olmak istiyorsam eski Alice'in "parti lafını duyunca arkana bakmadan kaç" kuralını yıkmam gerekiyordu.
Derin bir şekilde iç çekip omuz silktim. "Pekala, ne de olsa evet dışındaki cevapların geçersiz sayıldığını biliyorum."
"Harika!" Jenny ellerini birbirine vurarak küçük bir çocuk gibi zıplarken Efrain'in uyuduğunu hatırlayıp durdu ve fısıldayarak devam etti. "Öğreniyorsun Alice, öğreniyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK MOON
Teen FictionBelki de gerçek olan şey rüyalarımızdır... Ve bazen uzun süren bir sessizlik milyonlarca kelimeden daha fazla şey anlatır.