Playlist:
#SYML - Where's My Love
#ORKID - Hands
İyi okumalar!
---
Sırf güneşin doğuşunu ve gökyüzünün o muhteşem renklere büründüğünü görmek için sabahladığım günler olmuştu, zaman su gibi akıp geçer, sevdiğiniz şarkıyı sayısız kez dinlediğiniz halde üçüncü tekrarmış gibi hissederken güneş çoktan ışıklarınızı odanızın penceresinden size göndermiş olurdu. Ancak bu sefer diğerlerinden farklıydı, zaman geçmek bilmiyordu.
Ayrıca uyuyamama nedenimi de bilmiyordum, tek bildiğim uyumayı denediğimde korkunç bir boşluk tarafından çekildiğimi hissetmemdi. Tıpkı camdan baktığımda karşı evin siyah perdesinin ardında gözüken karanlık gibi... Boş odanın karanlığı. Efrain'in içinde olmadığı odanın karanlığı. Sanki zihnimde oluşan boşluk onun yokluğunun yarattığı boşluktu, başka açıklama düşünemiyordum.
Derin bir nefes alıp camdan bakmayı kesmeye karar verdim çünkü bir yararı yoktu, gelmeyecekti. Bunu nedensiz bir şekilde biliyordum. Yatağa sırtüstü uzanıp tavanı seyretmeye koyuldum, başka hiçbir şey yapmadım. Yapamıyordum. Düşünemiyordum.
Nihayet gün ağardığında, etraftaki eşyaların şekilleri ve renkleri ayırt edilmeye başladığında ve tavandaki yıldızlar parlaklığını yitirip sıradan cisimlere döndüğünde içimde gitgide artan o huzursuzlukla hâlâ tavanı izlemeye devam ediyordum.
***
Bir hafta olmuştu.
Yedi gün.
Doğru düzgün uyuyamadan geçirdiğim yedi gün.
Hiçbir şeye konsantre olamadan durmaksızın camdan bakıp durduğum yedi gün.
Üçüncü günün sonunda dayanamayıp Jade'e sormaya karar vermiştim, zaten okula geldiği tek gün de oydu. Efrain'den haber alamadıklarını ama bunu kimsenin bilmemesi gerektiğini söyleyip uykusuzluktan altında derin, mor halkalar oluşan gözleriyle bana güvendiğini gösteren bir bakış atmıştı.
Beşinci günün başında Jade'e moral vermek için evlerinin kapısını çaldığımda kapıyı Efrain'in aynısı olan bir adam açmıştı ve günler sonra o gri gözlerin benzerini karşımda gördüğümde şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Saçları, yüz hatları, ten renkleri, gözleri, uzun boyları ve hafif eğik duruşları... Baştan aşağı benzerlerdi. Ama bunca olan bitene rağmen adamın yüzünde tutmaya çalıştığı gülümseme onu oğlundan ayırıyordu.
Efrain'i bulamayınca gerçek babası da gelmiş, Efrain geri dönene dek evlerinde kalmaya karar vermişti. Jade'in bu durumdan memnun olduğunu söylemek yanlış olmazdı. Efrain'in annesi ise daha çok eski kocasını tekrar görmenin gerginliğini yaşıyormuş gibi evin içinde ondan kaçmak için dönüp duruyordu. Efrain'in üvey babası ise onun kaybolmasından hiçbir rahatsızlık duymadan ne zaman gitsem pervasızca bir şeyler atıştırarak televizyon izliyor oluyordu.
Efrain'in annesinin ne hissettiğini anlamak zor değildi, eski kocasını hâlâ seviyor ve bunu kabullenmekten ödü kopuyordu, onun varlığı eski anılarını ve gizlemek istediği duygularını ortaya çıkarıyordu. Onların hakkında hiçbir şey bilmiyor olmama rağmen yalnızca aynı odanın içinde birkaç dakika bulunarak bile bu çıkarımı yapmak hiç zor değildi. Ne hissettiğini az çok biliyordum, tıpkı Efrain gibi babasının da insan üzerinde nedensiz bir etkisi vardı, ne olduğunu anlamadan ona doğru çekildiğinizi hissediyordunuz. Jade'le Efrain'in nerede olabileceğini tartışırken bundan da bahsetmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK MOON
Dla nastolatkówBelki de gerçek olan şey rüyalarımızdır... Ve bazen uzun süren bir sessizlik milyonlarca kelimeden daha fazla şey anlatır.