57- Ayın Melodisi

764 103 30
                                    

#EvdeKal

Tüm dünya olarak kötü bir dönemden geçiyoruz, lütfen kendinize ve sevdiklerinize çok dikkat edin. 

--

Yazın yaklaşmasıyla ilgili en sevdiğim şey beni bekleyen uzun tatildi, en azından eskiden olsa böyle söylerdim. Ama şimdi yağmurlu bir mayıs gününde şemsiyeyi düzgün tutmaya çalışarak okula doğru yürürken pek de öyle düşünmüyordum. Yaz boyunca burayı özleyecektim ve bunu bir sene önce birisi söylese kesinlikle akıl hastanesine kapatılması gerektiğini düşünürdüm. Ders aralarında cam kenarındaki masaya toplanıp o kısacık gelen sürede onlarca şey konuşmamızı özleyecektim, kimya dersinde Grayson'ın sürekli bir şeyleri devirip durmasını ve Jenny'nin her gördüğü yerde bana yeni projelerinden bahsedip elime tutuşturduğu afişleri özleyecektim. En önemlisi de Efrain'in hiç beklemediğim anda bir köşeden çıkıp kalbim kulaklarımda atacak kadar beni heyecanlandırmasını...

Seneye bu okuldaki son yılımız olduğunu düşündükçe daha da üzülüyordum, ancak şimdiden bunun için depresyona girmeme gerek yoktu. Özellikle de son zamanlarda mental sağlığımla ilgili kaydettiğim inanılmaz aşamayı düşününce... İki hafta sonra tekrar kontrolüm vardı ve ilaçlarımı kesmeyi düşünüyorlardı, ilaç kullanmadan yaşamanın nasıl bir şey olduğunu unutalı uzun zaman olmuştu. Gerçekten de bir şeylerin iyiye gitmesi mümkündü, ne var ki bu seneye dek bunu asla bilmiyordum. Ayrıca önümde kocaman bir sene daha vardı, çok güzel değerlendirecektim ve hem okulun bitmesi dünyanın sonu değildi, hepsiyle görüşecektim sonuçta. Fırsatımız varken biriktirebildiğimiz kadar anı biriktirecektik, önümüzdeki son seneyi doya doya yaşamak için henüz vaktimiz vardı.

Efrain ve Jade görüş alanıma girdiğinde şaşırdım çünkü Efrain'in yüzünde her zaman göremeyeceğiniz ifadelerden biri vardı. Arabanın anahtarını cebine atıp kapıyı kapattıktan sonra Jade yanına gelerek omzuna vurdu, dediği şeyi duyamıyordum, ama pek de mutlu olduğunu söyleyemezdim. Efrain de tam aksine gayet keyifliydi, hatta yarım ağız gülüyordu, kolunu Jade'in omzuna atarak saçlarını karıştırdı. Beni fark ettiğinde gülümsemesi genişledi, bana göz kırptığında yere düşüp bayılacakmış gibi hissetsem de gücümü toplayıp onlara doğru yürümeye devam ettim.

"Hey." Şemsiyemi kapattım çünkü yağmur epey azalmıştı. Önüme düşen saçlarımı kapüşonumun içine geri ittim.

"Hey." Jade keyifsizce omuz silkti. Sonra da ders arasında benimle konuşacağını söyleyerek Efrain'in kolundan kurtulup okul kapısına doğru ilerledi.

Arkasından bakarken, "Neler oluyor?" diye sordum kaşlarımı hafifçe havaya kaldırarak. Sorunun cevabını görebilecekmiş gibi Efrain'e döndüğümde içime düşecek kadar yaklaştığını fark ettim, eğilip hızlıca beni öptükten sonra saçlarımı tekrar düzeltti, kollarını belimin etrafında birleştirip alnını benim alnıma yasladı. Kirpikleri tenimi gıdıklarken şaşkınlık ve heyecanın verdiği duyguya kendimi bırakarak hareketsiz kaldım. Artık nerede olduğumuzu çok da umursamadan erkek arkadaşım olduğunu belli ediyordu, okulda bile. Ve evet, insanlar bize bakarken dahi. Birkaç metre ötedeki Leah bile!

"İnsanlar bize bakıyor," dedim yutkunarak. Bir anda kaldırabileceğimden fazla anksiyete üstüme yüklenmişti. Bir sürü insanın bana bakmasına ve Efrain Sky Blake'in bu kadar yakınımda olmasına -hala- alışık değildim. Üstelik insanlar bana acıyarak, dalga geçerek ya da eğlenerek bakmıyordu. Şaşkın ve biraz da etkilenmiş gibiydiler.

"Çünkü çok güzelsin," diye fısıldadı düşüncelerime. "Çok güzel görünüyorsun. Göz kamaştırıcı olduğun için sana bakarken zorlanıyor olmalılar, ancak ışığın beni büyülüyor."

DARK MOONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin