Nihayet Caitlin'in ağlamasını durdurabildiğimde ona daha iyi olacağını söyleyerek eve geldim, sözlerin pek bir kıymeti olmadığının farkında olsam da elimden daha iyisi gelmiyordu. Elimde Nelson'ın duygularını tek dokunuşla değiştirebilecek sihirli bir değnek olmadığı sürece yapabileceğim şeyler faydasızdı.
Kapıdan içeri girdiğim anda evin durgun havası beni karşıladı, saatlerdir havalandırılmamış gibiydi. Zaten söz konusu bizim ev olduğunda ortası olmazdı, ya saatlerdir eşyaların havada uçuştuğu gürültülü bir kaosa adım atıyordunuz ya da dün geceden beri havalandırılmamış sessiz ve ölü odaya. Annem salonda oturmuş dalgın bir şekilde televizyona bakıyordu, televizyonun kapalı olduğunu görmesem bir şeyler izlediğini sanabilirdim, ancak dalgın bakışları simsiyah ve hareketsiz ekrana kilitlenmişti. Görüşüne bakılırsa babam yine evde yoktu ve Alan da odasında olmalıydı.
Fark ettirmeden sessizce merdiven basamaklarını çıkarak odama ulaştım, annem transa geçmiş gibi göründüğü için merdivenleri kırarak da çıksam beni dikkate alacağını sanmıyordum gerçi. Rahatsız edici kıyafetlerden kurtularak eşofmanlarımı hızla üzerime geçirdim ve okumak için kafamı dağıtabilecek bir kitap seçtim, böyle anlarda klişe sahneler ve asla gerçek olmayan romantik hayallerle beyninizi meşgul edecek bir şeyler okumak en iyisiydi. Tam yatağa uzandığım anda telefonum çalmaya başladı, kayıtlı bir numara değildi ve açıkçası cevaplamak konusunda tereddütlerim vardı.
Telefon ısrarlı bir şekilde çalmaya devam ettiğinde aklıma Caitlin geldi. Belki acil bir şey olmuştu ve kendi şarjı bittiğinden dolayı annesinin telefonundan falan arıyordu, bazen bunu yaptığı için şaşırtıcı olmazdı. Onu bıraktığımda durumu pek de iç açıcı gözükmediği için titreyip duran telefonu cevapladım. "Ah, Alice. Ben Jade." Karşıdan gelen tanıdık ses düşüncelerimi yalanlamış oldu.
"Jade?" Böyle bir arama beklemediğim için şaşkınlığım sesime de yansıdı.
"Numaramın sende olmadığını tahmin etmiştim, geçen gün Caitlin'den aldım. Şey diyecektim... ee..." Az sonra sunacağı fikri kabul etmeyeceğimi biliyormuşçasına duraksadı, kurmak üzere olduğu cümleyi kabul edebileceğim bir şekle sokmaya çalışıyor gibiydi. "Akşam yemeği için bize gelmeye ne dersin? Annem yeni arkadaşımla tanışmaya can atıyor." Her zamanki neşeli tını sesine hakimdi, aydınlık gülümsemesini gözümde canlandırmak hiç de zor değildi.
"Aslında uyuyacaktım," diye ortaya bir yalan attım, ne de olsa bunu doğrulamaya gelecek hali yoktu.
"Hadi ama, bu saatte mi? Altıda mı?"
"Yorgunum." Psikolojik olarak esnedim, işin aslı tam da şu an uyuyup sabah uyanabilirdim, kulağa tamamıyla bahane gibi geldiğinin farkındaydım, fakat yapacak daha iyi bir işim yoktu ve ıssız bir mezarlığa benzeyen evim de bu fikre sıcak bakmama neden oluyordu.
"Birkaç metre yürümek zor olmasa gerek... Yarım saat sonra evde olacağım, bekliyorum. Söz veriyorum, sıkılmayacaksın." Ağzımı açmama fırsat vermeden telefonu yüzüme kapattı, bu taktiği Caitlin ve annem de sık sık üstümde uygulardı. İtirazımı duyacak vakit bırakmadan ortadan kaybolduklarında kabalık olmasın diye sundukları fikri kabul etmek zorunda gibi hissediyordum.
İç çekerek kitabı yanıma bıraktıktan sonra giyecek bir şeyler seçmek için dolabın kapaklarını açarak boş gözlerle bakınmaya başladım, seçeneklerim sonsuz olduğundan değildi ama ne zaman dolabın kapağını açsam kaybolmuş hissediyordum. Biraz bakındıktan sonra koyu lacivert dar kotumu, aynı renk kot ceketimi askıdan alarak beyaz uzun kollu tişörtümle birleştirdim. Eh, sıradan ama iyi bir seçenekti. Son derece uyuşuk hareketlerle giyinmeyi bitirip dişlerimi fırçaladım. Saçlarımı tarayarak serbest bıraktıktan sonra hazırdım. Tam odadan çıkıyordum ki aynada sade görüntüme kısa bir bakış attıktan sonra çok bir şey değiştirecekmiş gibi aynanın önünde karışık halde duran zincir yığınından çektiğim kolyemi taktım. Ucunda parıltılı bir Satürn vardı, ışığa göre renk değiştiriyordu. Odadan çıkıp boş koridorda gergince tur atmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK MOON
Teen FictionBelki de gerçek olan şey rüyalarımızdır... Ve bazen uzun süren bir sessizlik milyonlarca kelimeden daha fazla şey anlatır.