#Kelly Sweet - Je T'aime
#Nightwish - While Your Lips Are Still Red
Not: Medyaya veya bölümün başına koyduğum şarkılara bakıyor musunuz bilmiyorum, ama kesinlikle tavsiye ederim :)
--
Umutlarınızın kül olup toprağa karıştığı yerin üzerine yeniden güneş doğabiliyordu, dünya üzerinde hiçbir şey imkansız olmadığı gibi işlerin yeniden iyiye gitmeye başlaması da imkansız değildi. Tabii yalnızca bir gün önce sinir krizi geçirip bir kutu ilacı düşünmeden içen birinin bu tip şeyler söylemesi ironik olabilirdi, fakat gözlerimi aralayıp camın ardından zarafetle süzülen kar tanelerini görünce aklıma ilk gelen bu olmuştu. Efrain bana sıkıca sarılmış yanımda uyuyordu ve bir an için bunun masal bile olamayacak kadar güzel olduğunu düşünmeden edemedim. Jade'in yanımıza geç gelme nedeni sonradan öğrenmiştim -ki Hayes'ten başkası değildi. Hayes diğerleriyle birlikte yanımızdan ayrıldıktan sonra Jade'in Efrain'in burada olmayışıyla ilgili ne kadar kötü hissettiğini düşünerek gecenin geri kalanını onunla geçirmeye karar vermişti ve kantinde karşılaşıp Jade ona durumu anlattıktan sonra birlikte odaya döndüklerinde uyuyakalmış olduğumuzu görünce epey şaşırmışlardı.
Dürüstçe söyleyebilirdim ki hayatım boyunca yaşadığım en güzel gece ve en rahat uykuydu. Buna neden olan şey beni hissizleştiren antidepresan ve türevi ilaçlar da olabilirdi, fakat onun varlığı üzerimde inkar edemeyeceğim kadar etkiliydi. Eh, tabii sonrasında bizi o şekilde gören babama durumu açıklarken ve sıra dışı görünüşüyle pek de sıcakkanlı olmayan Efrain'i tanıştırırken belirli bir zorluk yaşamıştım, ama yine de her şeye değerdi.
Efrain'i seviyordum.
Bunu inkar edip duracak değildim.
Onu kendimi sevdiğimden çok daha fazla seviyordum.
Açıklayamayacağım kadar yoğun ve tanımlayamayacağım kadar imkansız şekilde hem de.
Umutsuz aşığın tekiydim, -en azından bir süredir.
"İlaç zamanı!" Kapıyı çalmaktan bihaber olan teyzem elinde bir tepsiyle odanın ortasına daldığında güneş batmak üzereydi ve artık bana ait olmayan odamda bitkin halde yatıyordum. Çok sevgili teyzem bu zor zamanda bana ve aileme destek olmak için burada bulunma süresini uzatmıştı. Tekrar burada annemle olmamın sebebi şuydu ki taburcu olduktan bir gün sonra babamın iş için İsviçre'ye gitmesi gerekmişti, bana açıkça söylememiş olsa da beni evde tek bırakmama sebebi açıkça kendime zarar verme ihtimalimdi.
On günlüğüne beni anneme teslim etmişti ve ikinci günün sonunda evdeki tek dayanağım olan Alan'ın takım maçı için Vancouver'a gitmesiyle yapayalnız kalmıştım. Şu an üçüncü günün akşamındaydık ve teyzemin zevkiyle dekor edilmiş yeni odamdaki süslü püslü yatağın üzerinde uzanırken burnuma dolan parfüm kokusuyla kusmamak için adeta savaşıyordum. Teyzem ilaçlarımı bana vermekten büyük bir zevk duyuyordu çünkü hasta olduğum gerçeği içten içe ona asla seslice dile getirmeyeceği şekilde zevk veriyordu. Ayrıca beni iyileştirmenin yanı sıra bir yandan zehirleyip, hayat enerjimi sömüren, beynimi uyuşuk bir et yığınına çeviren, kusturan ve sağlıksız şekilde kilo verdiren ilaçları tabii ki de elleriyle verecekti.
Doktorun dediğine göre ilk üç hafta kendime zarar verme girişiminde bulunmamam çok önemliydi, her ne kadar aslında kendime zarar vermemiş olsam da... Onlara göre kendimi kontrol edemeyip bilinçsizce bir kutu hapı ağzıma atmam zaten intihara teşebbüsle aynı şeydi. Gündüzleri beni ziyarete gelip duran Jade, Grayson ve Jenny olmasa delirebilirdim.
Efrain'le hastaneden çıktığımdan beri konuşmamıştık, yani o geceden beri ne yaptığından haberim yoktu. Üç gün olmuştu ve beklemediğim bir anda camdan dışarı bakarken onunla göz göze gelince attığı iyi geceler mesajının dışında iki yabancı gibiydik. Onu fena halde özlüyordum, ama bir yandan da beni bu halimle görmesini istemiyor ve aslında yakınımda olduğu için seviniyordum. Jade dün Grayson ve Jenny gittikten sonra o konuyu ilk kez açmıştı. Ayrıca Grayson'a deliler gibi aşık olduğu her halinden belli olan Jenny içimi acıtıyordu. Grayson beni güldürmek için telefonundan indirdiği videoları gösterirken Jenny orada durmuş, suratında hipnoz olmuş gibi bir gülümsemeyle dakikalarca kımıldamadan onu seyretmişti. Haksız sayılmazdı, eğer Grayson'ın benden hoşlanma gibi bir ihtimali olsa -ve Efrain olmasa- ben de ona sırılsıklam aşık olabilirdim. Çünkü insanı hayrete düşüren yakışıklılığının yanı sıra komik, düşünceli, kibar ve tam bir centilmendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK MOON
Teen FictionBelki de gerçek olan şey rüyalarımızdır... Ve bazen uzun süren bir sessizlik milyonlarca kelimeden daha fazla şey anlatır.