Playlist:
#The Paper Kites - Don't Keep Driving
#Cigarettes After Sex - Sweet
#Anya Marina - Shut Up
#Chris Isaak - Wicked Game
#Calloway - You Are My Everything
İyi okumalar!
---
Okuldan eve giden yol kısmen uzun sayılırdı ve seksenlere ait birkaç rock parçasından sonra Coldplay şarkıları çalmaya başladı, ilk iki şarkı duygusal şarkılarındandı ve bir şarkı daha çalsa ağlayacaktım. Çünkü bilirsiniz, kar yağarken ve hava karardığında araba yolculukları duygusal şarkılar dinleyip ağlamak için biçilmiş kaftandır ve üstüne bir de depresif şarkılar eklenirse gözyaşlarınız bazen sizden tamamen bağımsız davranmaya karar verir.
Neyse ki ben ağlamaya başlamadan neşeli parçalarından biri çalmaya başladı, kendimden geçmiş bir şekilde eşlik edip arabanın dar alanının el verdiği ölçüde dans ederken -ki başka bir ortamda, başkasının yanında asla yapmazdım- Efrain beni göz ucuyla izleyip sırıtıyordu.
"Yola konsantre ol," dedim şarkının sözlerini değiştirip ritmine uydurarak.
'Yanımda sen varken fazla zor.'
Kalbim teklese de bozuntuya vermedim, eh, bazen duygularını belli etmemek daha iyiydi. Yol üzerinde durduğumuzda artan kar yağışı nedeniyle oyalanmamız gerektiğini düşünüyordum, fakat Efrain bunu pek de umursuyormuş gibi görünmüyordu. Ben şaşkın bir ifadeyle etrafa bakınırken çoktan arabadan çıkıp yanımdaki kapıyı açmaya gelmişti, bana uzattığı elini tuttuğum sırada gözlerinde bastırmaya çalıştığı bir gülümsemenin izleri vardı.
İyice artan kar yağışıyla etrafa sis çöktüğü için nerede olduğumuzu bile tam kestiremiyordum, yine de gözlerindeki ifadeye karşı koymak imkansızdı. Arabanın kapılarını kilitlemeden önce montumun önünü kapatarak bagajdan çıkardığı atkıyı nazikçe boynumun etrafına sararak saçlarımı düzeltti, renginden atkının takımı olduğu belli olan bereyi de kafama taktıktan sonra uzanıp alnıma küçük bir öpücük bıraktı.
O kadar hazırlıksız yakalanmıştım ki yalnızca aval aval ona bakıyor ve beni götürdüğü yöne doğru ilerliyordum. Burnumun hemen altında duran atkı yeni gibi kokuyordu, bunları beni düşünerek aldığını idrak edince sendeler gibi olsam da düşmeme izin vermeyeceğini biliyordum. İnce ve sık kar tanelerinin oluşturduğu sisin arasından yanından geçtiğimiz küçük kafeleri aydınlatan rengarenk ışıklar parlıyor ve etrafa masalsı bir hava veriyordu.
Büyülenmişçesine dar sokakta ayak bileklerimize kadar gelen kar yığınlarının arasından ilerlerken bu kez her zamankinin aksine eli sıcacıktı, belki de hava buz gibi olduğu için ben öyle hissediyordum, ancak o an avcumdan tüm vücuduma yayılan sıcaklığından daha huzur verici bir şey düşünemiyordum. Üzerimde adını koymakta zorlandığım çok garip bir etkisi vardı, dünyadaki tüm sakinleştirici ilaçları almaktan daha etkiliydi. Fakat kendisi öyle bir sakinleştiriciydi ki aynı zamanda ne zaman yanında olsam kalbim asla normal bir ritimle atmıyordu.
Bugün beni daha fazla şaşırtamayacağını düşündüğüm sırada kendimizi bir kış masalından fırlama, kocaman bir buz pateni pistinin ortasında bulduk. İşin aslı bunu planladığını düşünmek çılgıncaydı çünkü Efrain daima anın getirdiği şekilde yaşayan birisiydi; kalbimi durduran şeyler yaptığı doğruydu, ama bunların hiçbiri plan dahilinde gelişen şeyler değildi.
Ancak bugün bir şekilde farklıydı işte, onu daha yakından görüyor ve daha önce hiç fark etmediğim yönlerine şahit oluyordum. Beni tam da seveceğim bir yere getirmiş, üşümemem için bir şeyler almış ve bunları sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi yapmıştı. Patenleri giymeme yardımcı olurken ne kadar şaşırdığımın ve neredeyse ağlamak üzere olduğumun farkında değildi. Onunla birlikteyken her saniye yıllar sonra dönüp baktığımda dahi nefesimi kesecek anılar biriktiriyordum. Bu beni heyecanlandırdığı kadar korkutuyor, mutlu ettiği kadar endişelendiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARK MOON
Teen FictionBelki de gerçek olan şey rüyalarımızdır... Ve bazen uzun süren bir sessizlik milyonlarca kelimeden daha fazla şey anlatır.