65. Bölüm

2.1K 242 62
                                    

Serra Sultan'ın sessizliğini kendince yorumlayan ev ahalisi kritiklere çoktan başlamıştı. Fakat tecrübeli kadın asla en ufak bir falso vermiyordu. Kafasında ki her şey neticeye ulaşana kadar da öyle olacaktı. Çok laf, işi artırır, insanı yorar ve konuyu saptırırdı. Dolayısıyla bu yaptıgı kendince en doğru olanıydı.

"Sen bu gibi durumlarda daima sakin kalmayı başarırsın"

Gülnihal kaşlarını kaldırdı, yüzünden muzip bir gülümseme geçti "Emin misin?" Başını eğdi ve kapalı dudakları üstte doğru kıvrıldı.

Yusuf omzunun gerisinden baktı karısına "Sadece kinaye yapmıştım" 

O cümle şaşkın bir sineğin cama çarpması gibi çarptı Gülnihal'in alnına ve yere düştü "Aşk olsun" tekrar önüne döndü ve işlemesine odaklandı. Ve pek tabi mırıldanmaya devam etti.

"Ne yani ben aklı başında bir insan değil miyim?" yüzünü biraz daha eğdi ve kaşlarını küçük bir miktar çattı.

"Bir şey mi dedin"

"Hayır"

"Yine içine içine koşmaya başladın bakıyorum"

"Kim demiş"

"Nasıl yani, az önce mırıldanıyordun işte, bizzat kendim duydum"

"Hiçte değil. Çocuğumla konuşuyordum" iri gözleri kalkan kaşları ile daha da büyüdü. Kaçamak bir kaç bakış daha attı.

"Peki öyleyse sana kolay gelsin. Bu arada Güzel şeylerden bahset ona" dedi, Yusuf.

Gülnihal başını kaldırmadı ama izlendiğini biliyordu. Yüzü azıcık değişti kendini saklamayı bir türlü beceremiyordu. "Kabiliyet meselesi heralde" dedi

"Efendim?"

Bakışlarını kocasına sabitledi "Dışımdan mı konuştum" göz bebekleri yeniden irileşti.

Yusuf dudaklarını birbirine bastırıp kafasını salladı. "Ne olduğunu bana da söyleyecek misin?"

"Neyin ne olduğunu?"

"İçinden söylemek isterken, dışından söylediğini"

Gülnihal hızlıca düşünüp başını yana eğdi ve ustaca bir manevra yaptı. Gün ışığı yüzünde geziniyordu. Bir buket taze yasemin odanın en güzel köşesini süskerken

"Şey.."dedi "Önemli bir havadis bekliyordun geldi mi?

"Hayır" dedi Yusuf kısa ve net. Gülnihal'in alışıla gelmiş çırpınışları ona o kadar büyük bir haz veriyordu ki Yusuf gülmemek için ekstra çaba sarf etmek durumunda kalıyordu. Çok eğlenceli ve bazen gözüne küçük bir sincap gibi gözüken biri ile yaşamak ne şahane bir deneyimdi onun için..

"Aa öyle mi, çok üzüldüm" dedi Gülnihal. Asla rol yapamıyordu..

Yusuf içi çağlarken hissettiğini kelimelerin başına papatyadan bir taç gibi kondurdu. Biraz da utansın istemişti "Sen bana geldin ya. Başka şeyler gelmese de olur. Benim tüm eksiklerimi tamam eden yeğane şey sensin, senin varlığın"

Gülnihal sadece baktı. Bir şeyler söyleyecek gibi oldu, yeltendi ve vazgeçti. Utandı, utandı küçüldü, minicik kaldı. Yusuf karşısında devleşirken.

Ah şu gelişi güzel çocuksu haller Gülnihal'e nasıl ipek bir kaftan gibi yakışırdı? İnanamıyordu.

Kendi karanlığında kaybolmuş bir adamın tek çaresi güneşe ulaşmaktı. Bu durum da güneşine erişmiş bir adamın kalbinin çiçeklenmesi de kaçınılmazdı.

Güz Sancısı (Beyzadeler Konağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin