23. Bölüm

16.6K 1.3K 344
                                    

Sır küpü çatlayınca ne var yok sızmıştı ortaya. Küçük harflerle verdiği büyük tesellinin ardından odasına geçti Gülnihal. Yorulmuştu biraz. İsterdi ki herkes mutlu olsun kimse kırılmasın, hayal kırıklığına uğramasın. Ama mümkün değildi.. Her şey insan içindi ve insan en çokta insanlığı ile sınanmak için var edilmişti...

Odaya geçti. Gaz lambası sönüktü.. Parmak uçlarında pencerenin önünde ki yatağa doğru ilerledi.. Uyumuştu Yusuf.. O da aynı Gülnihal gibi sağ tarafının üzerine yatmıştı. Sağ eli sağ yanağının altında.. Tamamen yaklaşınca biraz eğildi.. Nefes alış verişini duyacak kadar yakınına. Olası bir şaşkınlık halinde yine hıçkırıp yakalabilirdi. Önlem için elini ağzına kapatıp baktı normal zaman da bakmaya haya ettiği kocasının yüzüne. Siyah uzun kirpilerinin gölgesi vurmuştu göz çevresine, gizli bir ormanın ay ışığı ile raksı gibi.. Kaşları uyku da bile çatık, yüzü gergindi. Benzi de biraz soluk gibiydi.. Ve saçları.. Alnına dökülmeye müptela düz ve parlak saçları.. Güzellerdi..

Gülnihal büyükçe bir nefes aldı parmaklarını usulca kaldırıp Yusuf'un alnında ki saçları geriye doğru alırken. Bunu ikinci kez yapıyordu. Ve yine kalbinde ki bir kaç fay hattı harekete geçmişti.. İlkinde Yusuf gözlerinin içine bakıyordu. Peki ya şimdi.. Uyuyan bir adam karşısında minik bir kalp çarpıntısı neye delaletti.

İçi ısındı, sanki kan dolaşımı hızlanmış ve vücudu bu nedenle ufak bir tepkimeye girmişti. Hemen elini çekti ve ayağa kalktı.. Neler oluyordu böyle? Ondan etkileniyor olamazdı değil mi? Ellerini yanaklarına bastırdı.."Kendine gel Gülnihal, ona karşı ufacık bir his seni onun karşısında güçsüz kılar" dedi kendi kendine ve hemen yere bir döşek atıp üzerine ipek bir çarşaf ve yine kendi eli ile işlediği kılıfa yerleştirilmiş yastığı da bıraktı. Sonra ayak bileklerine kadar inen geleneksel motofli geceliğini giyip uzandı..

Hamza ve Zeliha'yı düşünmek aklına bile gelmedi.. Yan yattı ve gözlerini ilerde uyuyan kocasına dikti.. İzlemekte güzeldi. Zihni uyuşuncaya kadar öylece baktı hiç bir şey düşünmeden.. Sabah uyandığı vakit gece bıraktığı yerden devam etmedi, edemedi.

Bir uyku mesafesinde, bir gece karanlığında değişmişti düşünceleri. Uyku esnasında Yusuf'un ağzından dökülen sessiz cümlelerin içinden anladığı bir isimle birlikte. Elena demişti.. Onca anlaşılmayan mırıldanmanın içinden bunu anlamış olması da boşuna değildi Gülnihal'in.. Gece boyu uyuyup uyandı her defasında da aklına o isim düştü. Ve geçen saniyeler deli gibi merak etmesine sebebiyet verdi.

Sabah namazının ardından Yusuf dolabında ki asil kıyafetlerden bir kaçına bakıp içlerinden en uzun zamandır giymediğini çekip aldı. O sıralar farklı şeylere ihtiyacı vardı. Belki bu saye de aklı dağılırdı. Gülnihal yatağını toplarken hiç konuşmadan yanından geçip banyoya giyinmeye gitti Yusuf. Hayırlı sabahlar deme ve dememe konusunda ikilemde kaldı. Belki Gülnihal der diye düşünse de o da olmamıştı. İkisi de birbirinden inatçıydı. Göz kontağı bile kurmadan odanın dışına yöneldi.

"Kurs yok, gitmeyi unut" dedi kapıyı çekip çıkarken. Tok sesi Gülnihal'in yine ilk günlerde ki kadar ürpermesine neden olmuştu. Hiç fark etmeden aynı çizginin etrafında dönüp duruyorlardı. Dünyanın yuvarlak olduğunu İtalyan Fizikçi Galileo'dan çok çok önce anlayan Piri reis gibi..

"Olur"

Yusuf arkası dönük ve eli kapı da kala kaldı o saniye. Doğru mu duymuştu? İtaatkar bir Gülnihal ile ilk karşılaşma oldukça şaşırttı onu. Bilmiyordu ki Gülnihal o gün zaten kursa gitmekten vazgeçmişti.

Karısının hiçte hayra alamet gözükmeyen fazla sakin tutumu için "Hayr olsun" dedi ve aşağı indi Yusuf. Geçen yarım saat içinde kahvaltı edildi ve beyler işlerine gittiler yalnızca Ahmet bey evde kaldı. Son zamanlarda yine öksürüğü nüks etmişti. Çok solgun ve bitkin gözüküyordu. Vücudunun bazı bölümlerinde morarma ve çürümeler vardı. Orta doğudan geldiğinden bu yana tam manası ile iyi olamamıştı bilge adam. Bu nedenle Serra hatun "Bırak bey dünya telaşı senden kıymetli mi, hem evlatlarımız var onlar da en az senin kadar işlerine sadık" diyerek kat-i suretle işe gitmesini istememişti o gün.

Güz Sancısı (Beyzadeler Konağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin