43-Madalyon

239 20 1
                                    

Oswald usulca banyodan çıkarken, imparatpriçenin banyosunda ki sabunlar aynı Hana gibi kokuyordu. Hananın kokusu vardı teninde.. Hızlı hızlı banyo yapıp çıkan adam usulca odaya tekrar girerken yerde parlayan kırmızı yüzüğü eline almıştı ki Hananın sesi duyulmuştu gecenin silik sessizliğinde.

'Dokunma ona..'

Ona dokunma.. Hayatımın o kısmına dokunma..

Bırak hep öyle kalsın..

Sonunda üç nokta ile, masumiyet dolu kalsın..

Dokunma. Genç kız o yüzüğü öyle başı boş sahipsiz bırakmayacak idi.. Ama şimdi Oswaldın gözünün önünde kalkıp da alması imkansız idi. İlk fırsatta onu alıp gizleyecekti..

Elini geri çeken Oswald, değersiz bir çöpün yanından geçer gibi geçip tekrar yatağa uzanmıştı Hananın yanına.

Hana ise gözlerini adamın gözlerine dikmişti.

Genç kızın bir tutam saçını alıp okşayan adam, yeniden çekmişti kolları arasına genç kızı..

Ikisinden de ses çıkmaz iken Oswaldın boğuk sesi duyulmuştu.

'Artık seni asla bırakmayacağım.. Bunu biliyorsun değil mi?'

Hana dişlerini sıkarken titrek bir nefes vermişti.

Biliyordu.

Bunu hep biliyordu.

'Oswald..'

Yutkunarak devam etmişti Hana kelimesine..

'Eğer.. Eğer bir gün.. Başka birini seversen.. Eşin olarak almak istersen.. Senden tek isteğim.. Bana söylemen-'

Oswaldın elleri bir kez daha soğurken genç kızın çenesini kaldırıp ona bakmasını sağlamıştı.

'Şşş.. Onlar nasıl da zehirli kelâmlar öyle? Hana..'

Genç kızın yüzünü okşayan adam dudaklarından küçük bir öpücük çalmıştı.

'Seni seviyorum. Ve bu asla değişmeyecek. Sen benim diğer yarımsın. Senden sonra kimse olmayacak.'

Hananın yüzünde acı bir tebessüm oluşurken tekrar başını adamın göğsüne koymuştu.

Ne tatlı yalanlar..

Ne acı bedeller..

'Peki sen? Senin içinde bir tek ben varım artık değil mi?'

Hana cevap vermez iken usulca geri çekilip Oswalda bakmıştı.

İki yaşamında da..

İki ömründe de aşık olduğu bu iblise ilk kez sar etmişti kelamları..

Zihninde ise karışmıştı sesler birbirine. Geçmişin Hanası ve şimdinin Hanası..

'Senden nefret ediyorum..'

'Senden nefret ediyorum..'

'Ama..'

'Ama..'

'Seni bir o kadar da seviyorum.'

'Seni bir o kadar da seviyorum.'

Oswaldın elleri titrerken usulca kavramıştı Hananın yüzünü. Nefret ve aşk aynı madalyonun iki yüzüdür.

Nefret ettiklerimiz ve aşık olduklarımız arasında ki tek fark..

Nefret ettiklerimizi biz öldürürdük.

Vadedilmiş CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin