Bahçede tek başına kalan adam derin bir nefes vererek gözlerini yummuştu..
Onu sevse bile neye yarardı ki?
Hiç gelmeyecek bir bülbül için çiçek açmak neye yarardı?
Oysa eskiden..
Eskiden olsa.. Hana ona tapardı.
Kılıcını görünce ki ilk tepkisini hatırlıyordu adam..
Parlak şeylere meraklı olan her çocuk gibi öne atılıp tutmak istemişti kılıcın keskin yüzünü.. Son anda çocuğu geri çeken genç adam büyük bir kazayı önlemişti. Hana ise o tombul yanaklarla ona bakıp gülmüş ve şunu söylemişti.
Kıskanmak kötü bir şeydir.
Kılıçtan onu kıskandığını düşünmüştü. Oyuncaklarını paylaşmayan çocuk muammerleri görünce şaşıran adam hemen peşinden kahkaha atmıştı..
Hana onu çok severdi eskiden.
Bir kılıçtan daha üstün tutardı onu..
Peki şimdi?
Adamın eli kalbinin üstüne giderken titrek bir nefes vermişti.
Göğüs kafesinin en derinleri buz gibiydi. Kızın ona karşı olan nefreti bumbuzdu.
Dişlerini sıkan Oswaldın ağzından küfür dolu cümleler savrulurken hırsla ayağa kalkmıştı.
Hepsi, Arthurun suçuydu!
O gün, Hana ondan nefret ettiğini açıkça Artgura beyan ettiğinde bir savaş tanrıçası misali parlamıştı Arthurun çalışma odasında. Ve hemen ardından ise yüzsüz Arthur, resmî olarak tanıştırmıştı onları.
Ve anlatmıştı tüm gerçekleri..
-----
(17.bölümün sonunda ki konuşmanın devamı)
'Benden neden nefret ediyor? Beni neden hatırlamıyor!?'
Oswaldın sorusu yankı bulmuştu odada..
Arthurun kelimeleri Oswalda ulaşırken içinde ki iblis bile şaşkındı.
'Çünkü yıllar önce ki büyünün bedeli bu olmuştu..'
'Ne?-'
'Yıllar önce onun büyü gücünü mühürleyen sendin.. Bunun sonucunda seni unuttu bir hafta içinde...'
Arthur, ateş gibi yalanlarıyla dilinin kurduğunu hissetmişti. Ne tam yalan ne tam gerçek..
Araftaydı her cümlesi.
Oswaldın elleri yumruk olurken dişlerini sıkmıştı.
'Bunu biliyor muydun? Büyü ilk yapıldığı zaman?'
Arthur adama bakarken başını sallayarak onaylamıştı.
Oswaldın ağzından bir ah çıkarken içini kavuran öfke arşa çıkmıştı aniden.
Kandırılmıştı!
Yıllar önce o büyüyü yapmasını isterken Arthur, Oswald fazla düşünmemişti. Zaten mühür eşi idi. En etkili onun büyüsü olurdu..
'Neden?'
Oswaldın sorusuna cevap vermişti Arthur. Suçluydu..
'Çünkü...'
Çünkü sensiz iken hasta oldu üzüntüden. Seni aradı.. Yemek yemedi.. Su içmedi..
Mühür yüzünden kısıtlanan manası ise o an için çöken vücudunu iyileştirmeyi seçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadedilmiş Cennet
RomanceHayatı birdaha yaşama şansınız olsaydı, yeniden kayan yıldızdan diler miydiniz aynı dileği? 'Sen Cehennemsin benim için.. Lâkin...' Kadının kelimelerinde ki pas adamın sol yanına saplanırken usulca zehirliyordu ruhunu. Hananın uzun elbisesinin etekl...