41-Çaresiz

242 19 0
                                    

4 ay sonra

Elinde ki kırmızı taşa bakan genç kız her sabah ki gibi parmağından bir damla kanı sürüp beklemişti..

Heyecan ile ısırdığı dudağı ve tuttuğu nefesiyle öylece bekliyordu..

Ama hayır..

Lucas bir kez daha reddetmişti onun büyülü çağrısını..

Dişlerini sıkan genç kız usulca kalkarken ayağa, hizmetliler bir kez daha elbisesini düzelmişti.

17 yaşına girmesine iki gün kalmıştı.

Parmağında ki yüzüğe bakıp iç geçiren genç kız usulca kapıyı açan muhafızların arasından geçip kapıda onu bekleyen Oswaldın koluna girmişti.

Beyaz sacları orak orak düşen güneşin altında parlarken artık iyice uzayan saçları yere değiyordu. Genç kız son dört ayda gerçekten büyümüştü.

Bunu herkes farkediyordu.

Artık güzelliği çocuksu değildi..

Tam da araftaydı.

Bir çocuğu andıran gülüşü, bir kadını andıran bedeni ve bakışları vardı.

Artık onu gören hiç kimse başka bir şeye bakamaz hale geliyordu.. Genç kız..

Veba gibiydi.

Bir kez onunla karşı karşıya kalan herkesin nutkunu tutturan cinsten bir Veba..

Oswald gururla baksa dahi halen çekingendi. Özellikle genç kızın nasılda kırılgan durduğunu varsayarsak..

Oswald Hananın elinde ki yüzüğe bakarken içinde ki koca bir kayanın nasılda her sabah olduğu gibi boğazına oturduğunu hissedebiliyordu.

Hana yine Lucasla itibarta girmeyi seçmişti.

Lânet olası..

Taht odasına girerken usulca ikiside tahta otururken Lordlar referans yapmıştı.

Oturduğu tahtta rahatsızdı genç kız..

Hemde çok..

Vücudunun ağırlaştığını, yalnızlığın sırtında kambur olduğunun farkında idi..

Yine de..

Derin bir nefesle birlikte karşısında ki bir şeyler okuyan Zace bakıyorken zihni başka bir şeyle dolu olduğu belliydi.

'Efendim komşu ülkelerden doğum günü hediyeleri gelmeye başladı.'

Hana halen taç giymediği için söz hakkına sahip değildi. Lâkin Oswald onun fikrini almadan karar almaktan kaçınıyor olduğundan yüzde elli elli dediği şeyler oluyordu.

'Gelen hediyelerin ne yapılmasını istersiniz?'

'Hediyelerin hepsinin yetimhaneler ve mahsülleri telef olmuş olan çiftçilere bağışlanmasını istiyorum..'

'Lâkin içlerinde mektuplar da var..'

Oswaldın çenesi gerilirken Zace ateş atan gözlerle bakıyordu. Önce ona vermesi gerekirdi mektupları! Hanaya değil!

Böylece Kordeliadan gelen her mektubu nasıl ki yok ediyorsa öyle yok edebilirdi.

Zac ise bunu bilerek yaptığı için direk Hanaya uzatmıştı mektubu.

Oswald Zacin elinden önden alıp iç cebine koymuştu ceketinin. Kaşları havada yanında ki tahtta oturan adama doğru eğilmişti Hana.

'Alabilir miyim?'

Vadedilmiş CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin