Bahçenin eski olduğu kadar küflü oturaklarının kokusu, yağmur kokusunun altında ezilirken kadın usulca uzandı şaraba ve silik bir yudum aldı. Adamsa izledi.. Her renginde bin kandil yaktıran güzel bir tabloyu andırıyordu kadın...
'Yıldızları yeniden yazabilsek... Seni mutlu edebilirdim. Ellerimi bırakamaz, kalbimi böyle yerinden sökerken sakin duramazdın!'
Kadın adama cevap vermezken uzun saçlarını yana attı. Onurunu simgeleyen uzun teller... Adam her teli için can vermeye hazırdı.
Oysa kadın bir kez can vermişti onun bir gülüşünü kazanmak uğruna. Ikinci kez... İmkansızdı.
Adam çaresizlik içinde bakarken kadına üstünde ki özel yapım siyah takıma ahenk gece karası saçları, kraliyet nişanıyla uyumluydu...
'Yıldızları yeniden yazabilsek... Beni sever miydin?'
Kadın yerinden sarsaklarken elinde ki bardağı paslı masaya bıraktı. Eski kokuyordu bu bahçe. Soluk çiçekleri güneşe küskündü... O çok sevmişti! Bütün şiirleri utandıracak kadar sevmiş, adamın avuç içlerine bağlamış idi nefeslerini... Adam ise o nefesleri, meftun ruhu paramparça etmişti. Şimdi bir başka hayat gibi gelen anılar içinde alev alev kadını yakıyordu....
'Sevmezdim.'
Oswald acımasız kadının kelimeleriyle bir kez daha yıkıldı... Içinde ki küçük erkek çocuğu, hüzünle acı çekiyordu. Ve bunun farkında olsa da kadın asla sapladığı zehirli hançeri geri çekmiyor, hatta daha da derine itmek için çaba harcıyordu... Bu hangi günahının bedeliydi bilmiyordu...
Adam başını usulca geri atarken saatin sesi yankılandı...
Tik tak.
Kadın usulca ayağa kalkarken adamın lacivert gözlerine bakıp güldü... Seviyordu.
Kaç kez dünyaya gelirse gelsin... Yine de seviyordu. Lakin sevgisini durdurmaya and içen kadın için bu sadece histerikli bir kitabın anlamsız belirteci gibiydi. Unutulması gereken. Durdurulması gereken.
Peki dedi kadın... Ona bu kaderi yazan, hatta ikinci şans tanıyan sevgili Cennet! Neden bu yüceliği kızın kalbini degistirmek için kullanmıyordu? Adil değildi...
Tanrı dahi adil değildi. Dalga geçercesine aralandı dolgun kırmızı nefes kapıları..
'Tanrım!'
Kadın başını yana eğerken, ağzından çıkan serzeniş adamın gülmesine sebep olmuştu. Tanrı mı demişti güzel gözlü küçüğü? Ne komedya ama! Adamın boğuk sesiyle usulca adama dikmişti gözlerini Hana.
Adamın her harfi ayrı bir trajediye sebep kelimeleri can yakıcıydı. Lâkin yanmak fıtratadır aşkın ki kadının gözlerinde ki deli bakış harlanmıştı yeniden.
'Tanrının bizim dualarımızı dinlemeyeceğine bahse varım...'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadedilmiş Cennet
RomanceHayatı birdaha yaşama şansınız olsaydı, yeniden kayan yıldızdan diler miydiniz aynı dileği? 'Sen Cehennemsin benim için.. Lâkin...' Kadının kelimelerinde ki pas adamın sol yanına saplanırken usulca zehirliyordu ruhunu. Hananın uzun elbisesinin etekl...