Odadan sarhoş misali çıkan adamı bekleyen Zac başını yana eğip adamı takip etmişti. Adam, dinden düşmüş bir aziz kadar kaos içinde duruyordu.
Sanki hayatını üstüne kurduğu o idealleri paramparça olmuş, gerçekleri kökten değişip günah saydığını şerbet edip içmiş gibiydi.
Öyle ki kaos içindeydi işte adam.
Adam için aşk..
Annesinin gözyaşı
Babasının aptallığı
Savannanın vurdum duymaz kahkahası
Arthurun bencilliğiyle şekil almış...
En kadim küfürdü.
Önce ki neslin kaos dolu yaşamları ona bir yemin ettirmişti..
Asla aşık olmayacaktı.
Savannanın isteyerek ölümü, onu bir tövbekâra çevirmişti.
Asla aşkı sinesinden çıkan bir nefese değdirmeyecekti.
Ama...
Kız, adamın bütün tövbeleri ve yeminlerini paramparça etmişti.
Öylece..
Bir bakışı
İki kelamı ile yaşının 2 katı kadar eski yeminleri çöp gibi atmıştı kenara.
Sarayın büyük lakin eski bahçesine çıkan adam, kaç yıldır ayak basılmayan, unutulmaya yüz tutan alana bastığı an sanki hiç geçmemesi gereken bir çizgiyi geçmişti.
Bu bahçe..
Savannanın en sevdiği bahçe idi.
Özellikle burayı severdi, zira bahçe duvarının en alçak olduğu yer burasıydı.
Görebiliyorum derdi kadın..
Kuşların uçuşlarını görebiliyorum.
Ve bu beni mutlu ediyor derdi...
Eski elma ağacının altına oturan adam yorgunca bir nefes verdiğinde, Zac nostaji hissiyle doluydu.
Bu bahçede çok vakit geçirmişti.
Çok kez dizi kanayarak ağlamıştı.
Çok kez kavga etmişti Oswald ile.
Buram buram çocukluğu kokuyordu bu bahçe..
Ve tıpkı çocukluğu gibi de ölü bir kadının tatlı kıkırdamalarıyla uğulduyordu rüzgârları.
Oswaldın ifadesine bakan adam nazikçe karışısında oturmuştu.
Çimler uzamış, eskiden hep temiz olan küçük çay masası pas doluydu.
Savanna öldükten sonra kimse buraya girmeye cesaret edememişti.
Arthur bile.
Zira bir ölünün, ölü olduğunu en çok onun bulunduğu yerlerde hissederdik.
Bu yüzden Matthew asla eski karısının kütüphanesine adım atmazdı.
Oswalda bakıp hemen sonraysa başını kaldırıp bulutlara bakan adam gayet bilmiş bir ses tonunda konuşuyordu.
'Ne oldu?'
Oswaldın omuzları düşerken bu defa uzun cümleler kuruyordu.
Gerçi konu Hana olunca hep uzum cumleler kuruyordu.
'Yenildim.'
'Kabul ettin değil mi? Dediğime geldin..'
Derin bir nefes verip yüzünü kapayan adam isyankar halde dönmüştü Zace.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadedilmiş Cennet
RomanceHayatı birdaha yaşama şansınız olsaydı, yeniden kayan yıldızdan diler miydiniz aynı dileği? 'Sen Cehennemsin benim için.. Lâkin...' Kadının kelimelerinde ki pas adamın sol yanına saplanırken usulca zehirliyordu ruhunu. Hananın uzun elbisesinin etekl...