Hana aniden çarpan kapıya bakarken görmeyi beklediği son şey nefes nefese ve tamamen bitik halde duran Arthurdu.
Adamın saçları dağınık, üstünde ki kıyafetler ise günler öncesine ait olduğunu belli eder haldeydi. Lacivert gözlerinin beyazı kaybolmuş, yerine kan kırmızısı gelmişti.
'Hana!'
Adamın feryat dolu sesi, kapıda ki muhafızların kulağına çalındığında hepsinin tüyleri diken diken olmuştu.
Kıtalara hükmeden bir adamı bu denli yitik görmek dehşet vericiydi.
Adam koşarak Hanaya doğru gelirken bir anda durmuştu.
Ona sarılırsa canı yanabilirdi..
Bunu fark eden Hana gülümserken, hiç karışmadı adama.. Adam sakin bir şekilde gelip de yatağa oturduğunda, Hana bir kez daha canının yandığını hissetmişti. Günlerdir uyumanın sonucunda eklemleri ağrıyordu.
Arthur sitem dolu gözlerle kıza bakarken homurdanmaya başlamıştı.
'Keşke beni bu kadar korkutmasan sürekli..'
'Asıl korkması gereken benim! Bu halinde ne böyle!'
Arthurun yüzü buruşurken kızın anlını parmağı ile dürtmüştü.
Ona sarılmak istemiyordu adam..
Zira sarılırsa hüngür hüngür ağlayacak gibiydi..
Bu berbat bir histi.
Orduları yöneten adam, gözyaşlarına laf geçiremiyordu.
'Her gün kontrol edileceksin şifacılar tarafından.. '
Adamın soğuk sesinde ki tedirginlik hat safadaydı.
Hana adama gözlerini kitlemiş halde ifadesizce bakıyordu. Biliyordu bu hissi..
Babasının yaşadığı bu hissi iyi biliyordu..
Ardında bırakılmak, sevdiklerin olmadan soğuk bir dünyada bir başına kalmak.. Hiç bir zaman gelmeyecek bir baharı beklemek...
Bu hissi iyi biliyordu.
Başına saplanan ağrı ile birlikte derin bir nefes veren kızın puslu zihninde belirmişti günler öncesine ait o kanlı anı..
Aniden kahkaha atmaya başlayan genç kıza huysuzca bakmıştı adam..
Genç kız kendine gülüyordu..
Zira o an; kanlar içindeyken bile aklında bencilce, tek bir düşünce belirmişti.
"Şükürler olsun ki bu defa ilk ölen ben oldum.''
--------------
Ertesi gün
Bölümün dev kapısında bekleyen Luc, elinde ki çiçeklere bakıp gülümsemişti.
Hanayla yürümek, uzun sohbetler etmek için sabırsızlanıyordu..
Aniden önüne geçen muhafızlara bakan Luc, bölümden bir adım dahi içeri girememişti.
'Çekilin.'
Lucun komutunu dinlemeyen adamlara öfkeyle bakışmıstı lacivert gözler.
Demek ki Oswald kendi köpeklerini çoktan buraya dikmişti ha?
Ne zannediyordu?
Bu şekilde onu durdurabilir miydi?
Saçmalık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadedilmiş Cennet
RomanceHayatı birdaha yaşama şansınız olsaydı, yeniden kayan yıldızdan diler miydiniz aynı dileği? 'Sen Cehennemsin benim için.. Lâkin...' Kadının kelimelerinde ki pas adamın sol yanına saplanırken usulca zehirliyordu ruhunu. Hananın uzun elbisesinin etekl...