49-Bataklık

235 18 0
                                    

1 hafta sonra

Düğün yarın akşamdı..

Hana ise izliyordu gelinliği. Gelenksel taşlarla bezeli gelinliğin son provası idi bu.. Elbisenin kolları uzun, omuzları açık.. Eteği metrelerce ve ağır.. Boğazı kapalı lakin belini tam saran kumaşı bütün vücudunu belli edecek şekildeydi..

Çok güzel bir gelinlikti.

Lâkin önce ki hayatında ki gelinliğin aynısı idi.

Annesinden miras kalan gelinlikti bu.

Kederle, kardeş kanı ve küfürlerle dolu bir düğünden ona yadigar idi.

Geçmiş hayatında ağlayarak giydiği, şimdiyse korkuyla izlediği yegane şeydi..

Clark odaya girerken Hanaya bakmıştı.

Evleneceği zaman insanlar mutlu olurdu değil mi?

Sevdiğimiz insanla bir ömür geçirmek mutlu ederdi..

Oysa Hana da bu duygular yoktu.

Bu ilk değildi.

Gelinliğe bakan genç kız, Clarka bakmadan konuşuyordu.

Sesinde ki pürüzsüz tını.. Bumbuzdu.

'Güvendeler mi? Kadınlar ve çocuklar..'

'Şimdilik güvenli bolmgedeler ama onur meselesi hâline getirdi Şövalyeler.. Bu yüzden fellik fellik arıyorlar.'

'Yarın şafakta gidip direk olarak dedigimi yap. Artık İmparatoriçenin insanlarından olacaksınız onların gözünde.. '

Clark yere diz çökerken kadının elini alıp dudaklarına götürmüştü. Yüzünde cansız bir tebessüm olan genç kadın başını yana eğmişti.

'Son nefesime kadar, size hizmet edeceğim-'

'Son nefesimden sonra beni hatırlamanı tercih ederim Clark..'

Clark dişlerini sıkarken kadına bakmıştı. Halen yerde diz çökmüş haldeydi.

Hana gözlerini gelinlikten çekmez iken kelimelerinde ki pürüzlerden sızan keder, küçükken yere düşüp kapattığı dizleri kadar kanlı bir tada sahipti.

'Zira ben dostlarımı gömmekten bıktım.. Tek istediğim şey.. Son nefesimden sonra hatırlanmak.. Mutlu etmek adımla tarih sayfalarını.. Bu yüzden.. Senden son nefesini talep etmiyorum.. Kalk ayağa.. '

Clark ayaga kalkarken alını bırakmamıştı. Iki eliyle o küçük eli tutuyordu..

'Gerçekten.. Başka bir yok-'

'Yok.'

Gülümseyen genç kadın bakışlarını Clarka çevirmişti.

Ölü bir tebessüm idi bu.

'Ah..'

Clark bu net cevaba karşılık Hana usulca gelinliğe doğru adım atıp elini sürmüştü üstüne..

Aynı desenler..

Aynı kumaşlar..

Aynı kıyafetler ve aynı roller..

Kendini yine aynı hataların içinde bulmaktan korkuyordu..

'Üzülmüyorum Clark.. Ben..'

Gözlerini yuman genç kızın dünyası karanlıktı..

'Korkuyorum.'

'Neyden? İmparator Oswald sana kötü mü davranıyor?'

Başını iki yana sallayan genç kız gözlerini açmıyordu.

Vadedilmiş CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin