57-Bıçak

221 21 1
                                    

Oswald oturduğu tahtta daha dik dururken nefesini bezgince vermisti. Hayat eskiden olduğu o renksiz haline geri dönmüştü..

Bir aydır.. Lanet olası bir aydır sevdiği kadından uzakta idi..

Defalarca yanına gitmek, yalvarmak ve ağlamak istemişti.

Ama biliyordu..

Hananın öfkesi bununla dinmez, aksine korlanırdı.

Biliyordu adam..

İyi tanıyordu kadını.

Öfkesini

Nefretini

Aşkını..

Her tonunu tanıyordu.

Bu yüzden bir aydır bekliyordu biraz olsun dinmesini..

Sabah sabah tüm lordlar kamerası toplanırken bu yüzden erkenden kalkıp hazırlanmıştı adam. Eline düzenli olarak sürdüğü kremleri sürmüştü. Zira Hanaya dokunma ihtimaline karşılık saraya geldiği günden beri sert elleri yumuşatmak uğruna hiç sevmediği o kremleri kullanıyordu. Hem bebek de doğunca o küçük canlıya zarar verebilme ihtimali adamı geriyordu. Kadının beyaz teni incinmesin diye her türlü çabayı gösteriyordu adam.

Lakin kadının kalbini incitmekten geri durmamıştı.. Ne ironi ama.

En güzel konularla yapmıştı banyoyu lakin halen emin değildi.. belki çiçek de hazirlamali idi.. Gerçi.. Hana o çiçekleri ona yediririm böyle bir durumda..

Zira bir ay sonunda bir bahanesi vardı kadını görmek için.

Sesini duymak için.. Yanında durmak için bir bahanesi vardı.

Kalbi kulaklarında atıyordu adamın. Kapı açılırken adam sıkı sıkı kavramıştı tahtı.. Geliyordu.

Geliyordu sevgilisi..

Geliyordu kadını..

Geliyordu cenneti..

İçeriye giren kadın başını dik tutarken Clark ona eşlik etmeye devam etmişti.

Oswald dona kalmıştı adeta..

Karşısında ki bu ; bir köleden daha zayıf olan lakin karnı emanetmişcesine şiş olan kadın mıydı onun Hanası?

Ne olmuştu ona!?

Kadının soluk rengi daha soluk, zayıflıktan kendini iyice belli eden köprücük kemikleri vardı.. Oswald ellerinin titrediğini hissediyordu.

Genç kadın gözlerini doğrudan Oswalda çevirirken lacivert gözleri parlıyordu manayla. Son bir aydır bunu kontrol edemez hale gelen kadın farkında dahi değildi.

Üç basamağı çıkıp tahta oturan kadın gülümsemesi ile teselli veriyor gibiydi tüm ayakta ki Lordlara.

Kadın halen güzeldi..

Lakin bu güzellik..

Solmakta olan bir kardeleni andırıyordu.

Oswald gözlerini ayıramıyordu Hanadan.

Hana usulca elini kaldırırken oturmalı için işaret etmişti. Ve o anda yüzüğün olmadığını gören Oswald bir an için zamanın durduğunu hissetmişti.

Hayır..

Hayır!

Tanrım...

Oswald usulca gözünü Dük Jace çevirirken Jacin yüzünde ki tatmin dolu tebessüm Oswaldın zihninde baba etkisi yaratmıştı. Hana ve diger Lordlar çoktan Kuzey kapılarında ile ilgili konuşsa dahi Oswald için her şey boğuktu o an. Titreyen bağışları usulca Hanayı bulurken yeniden Hana tekrar ciğerlerinde ki keskin acıyla kasılmıştı. Nefes alamayan kadının eli yumruk olurken yeniden nefes almaya devam etmişti. Bunu belli etmemek için büyü kaba harcadığınız olsa gerek ki hiç bir Lord farketmemişti..

Vadedilmiş CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin