'İlaçlama yapmak gerekecek..'
Hana kendi kendine söylenirken Luc ve Oswaldın birbirini bu hayatta da sevmedikleri aşikardı.
Bazı insanlar bazı insanları sevemezdi.
Tıpkı Oswaldın onu sevmeyişi gibi.
Çıkarları ve sevdikleri için her şeyi yapan adamın gözünde piyondu sadece.
'Prensesle özel olarak konuşmam gerekenler var-'
'Buyrun konuşun. Emin olun konuşmanızı bölmeye niyetim yok.'
Oswaldın bu çıkışı üzerine usulca sandalyeye oturan kız ikilininde oturmasına şahitlik etmişti. Bu ikisini böyle küçük bir masaya oturtmak bile ayrı başarıydı.
'Hana, yaklaşan yaş partin için düzenlemelere başlamamız lazımmış. Kral bu yönce emir vermiş.. Kahya gelip bana söyledi çünkü seninle görüşmesi yasakmış.."
'Hm.. Yaş partisinde ki konuk listesini birlikte hazırlayalım. Dekarasyon istemiyorum. Ama tüketilecek gıdalar için vergi olarak alınan veya bizim yetiştirdiğimiz şeyleri değil halktan satın alınmasını istiyorum.. Hatta benim favori-'
'Karpuz.'
Oswald ağzından çıkan şeyi son anda fark ederken kız şaşkınca onu izliyordu. Luca tekrar dönen kız devam etmişti. Oswaldın bunu nerden bildiğini anlayamamıştı..
'Onu bile halktan alın. Ekonomi hareketi için bu çok önemli. Gelecek olan hediyeleri direk olarak Kara Kurtların hazinesine dahil edilsin. Hatta Clarkı çağıralım onunla da bi konuşalım. Kara Kurtları da ağırlamak istiyorum ama hangi durum onlar için uygun olur bilemiyorum.'
Clarkın adını duymaktan memnun olmayan iki adamda kıza huysuzca bakarken Hana usulca ayağa kalkmıştı.
'Bu gün kılıç dersim vardı..'
'O halde başlayalım..'
'Ne?'
'Prens Oswald bundan böyle bana derslerimde yardımcı olacakmış..'
'Hah!?'
Lucun isyan dolu sesiyle birlikte Hana şirince gülümsemişti.
'Luc.. Bir şey rica edeceğim..'
Luc isteksizce kıza bakıyordu. Ne yani çok yardim istiyorsa ondan da isteyebilirdi..
Oswalda niye gidip istemişti ki?
Oswald kıza bakarken derin bir nefes daha almıştı. Kız ne diye yabancı bir ülkenin prensinden bir şey rica ediyordu ki? Tek bir lafiyla koca bir ülkeyi önüne serebilirdi Oswald.
'Benim için merhem bul.. Senin ülkende ünlü bir merhem vardı belki seninle birlikte gelen sifacin biliyordur.. Rica etsem bana onu verir misin? Yemek yiyemiyorumda dudağım yüzünden.'
Oh..
Lucun yüzü kıvanç dolarken bariz bir zafer ifadesi vardı gözlerinde. Sancağını izleyen komutan edasıyla yaraya bakan adam ardından Oswalda dönmüştü.
Oswald bunu sevmemişti.
Hemde hiç.
'Tabii..'
Öne eğilip Hananın elini tutup öpen genç adam yamuk bir gülümsemeyle gitmişti bahçeden.
Hana peşinden kızarık yanaklarla bakarken aniden bileğinin tutulup çekilmesiyle Oswalda baka kalmıştı.
Oswald siyah gömleğinin ucunu tutup kızın elinin üzerini silerken öfkeden koyulaşan gözleri ürkütücü duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vadedilmiş Cennet
RomansaHayatı birdaha yaşama şansınız olsaydı, yeniden kayan yıldızdan diler miydiniz aynı dileği? 'Sen Cehennemsin benim için.. Lâkin...' Kadının kelimelerinde ki pas adamın sol yanına saplanırken usulca zehirliyordu ruhunu. Hananın uzun elbisesinin etekl...