72-Şüpheli gerçekler

185 13 3
                                    

Kederle dolan nefesi sinesine ağır bir gülle misali oturmuştu adamın. Küçük kız ona bakarken yetişkinlik ve çocukluk arasında ki bedeniyle titremişti adam.

Özlem kavura dursun ruhunu, gözyaşları damlıyordu gözlerinden.

Eski bir ninni misali kızı sesini duymustu adam.

Hani varlığını bile bilmediğimiz o anılarda saklı olan gizli bir melodi vardır ya..

Hani asırlarca yarım kalmış bir şiir tamamlanır ya..

Bir iç çekeriz keder ve rahatlama arasında kalmış..

Küçük kıza sarılan adam hıçkırıklara ağlıyordu şimdi.

Kızın kokusu, kalp atışı..

Kollarında cennetin kendisini tutuyordu adam.

Küçük kız dehşet içinde ağlayan adam yüzünden ağlamaya başlamıştı. Prens Oswald gibi korkusuz ve güçlü birini dahi ağlatacak kadar korkunç bir canavar mı vardı?

Oysa..

Küçük kızın bilmediği şey adamın en büyük canavarı özlemdi.

Adam..

Yüzyıllar boyu görmediği dostunu görüşmüş misali kıvanç dolu,

Çaresi bulunmuş bir hasta kadar şükür dolu,

Dünyanın en değerli hazinesini tutarcasına tedirgindi.

Özlem içini yırtıp atıyor, adamın parmak uçları korkuyla Hananın küçük yüzünde gezinirken dudakları titriyordu.

'Ah.. Küçük canavarım..'

Küçük kız canavar lafını duyunca etrafa bakınca, adamın kendisini kastettiğini anlayarak küserek geri çekilmiş idi.

'Ben canavar değilim. Prensesim.'

Oswald kıza uzanan elinin boşa düşmesi ile gerçekliğe dönmüştü.

Ah..

Ah!

Yıllar öncesine dönmüştü!

Bu Hana!

Savaşa gitmeden önce ki Hana idi!

Küçük ve şımarık, çekingen ama arsız Hana!

Küçük canavarıydı!

Oswald zar zor toparlanırken titreyen ellerini yumruk yaparak ayağa kalkmıştı.

'Ah.. Kabus görmüş bulundum. Kabalığım için çok özür dilerim.'

Küçük kız ağlamaktan kızaran burnunu çekerken küskünce adama elini uzatmıştı.

Elini öpmesi için uzatıyor, eski adab-ı muaşeret kuralına uyuyordu.

Adam bu halini görünce gülümsemişti. Keşke genç kız ikende bu kadar uysaydı kurallara.

Kızın elini öpüp nazikçe öpen adam tek dizinin üzerine çökmüştü.

Sue prensesi geri çekerken bir şeyler gevelemişti.

'Prenses kabalık yaptı, henüz küçük Prensim lütfen mazur görün. Kahvaltıda görüşmek üzere'

Kızın elinden tutup dışarı çıkarken kız adama bakmıştı. Oswald Hanaya el sallarken Hana da karşılık vermişti.

Odada tek kalan Oswald aynaya bakmıştı yeniden.

Yüzünde savaşın izleri yoktu. Gençlik pınarının pürüzsüzlüğü, gözlerinde halen o haylaz gençlik parıltılar vardı.

Yatağının tepesinde asılı olan kutsal sembole şükür eden adam derin bir nefes daha almıştı.

Vadedilmiş CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin