68-Yere Tükür

197 18 0
                                    

Şafak yıldızı gökte parlarken Oswald elinde eski zırhını tutuyordu. İçinde ki çiçekleri usul usul okşayan adam kederle iç çekmişti. Bu çiçekleri..

Bu çiçekleri kuruttuğu gün halen aklında idi..

------
13 yıl önce

Küçük kız yemek masasında ki yerinden inip pıtırcık adımlarla Oswaldın yanına gidip oturmuştu. Oswald hiç pas vermese dahi yandan bakıp gülümsememek elde değildi.

Akşam yemeğine teşrif eden Arthur usulca kızına baksa dahi ilgisini çekmek imkansızdı. Oswald yavaş bir şekilde tabağında ki kuzu etini kıza vermişti.

Büyümesi için bol bol et yemesi gerekti.

"Bana etini mi veriyorsun?"

"Sen de bana çiçekten taç vermiştin. Hem yemelisin ki bir an önce büyümen gerçekleşsin."

"Büyürsem senin gibi ata binip senle ata binebilir miyim?"

Arthur araya girerek kara haberi vermişti.

"Oswald uzun bir sefere çıkıyor. Maalesef onunla ata binmek için uzunca süre beklemen gerekecek."

Küçük kızın ağzına tıkmak için kaldırdığı çatal elinden düşerken inanamayan bakışlarla babasına bakıyordu.

Onun tek arkadaşını elinden mi alacaktı?

Hayır! İstemiyordu!

"Oswald gidemez!"

"Gideceğim Prenses.."

Kız gözleri dolu Oswalda bakıyordu artık. Oswaldın dilinden dökülen kelimelerin tatsız hissiyatı genç adamın içini titremişti.

Gitmek istemiyordu.
Küçük canavarını bırakmak istemiyordu.

"Haksızlık bu! Beni bırakıyorsun! Bi tek sen vardın! Beni unutacaksın sende!"

Küçük kızın gözyaşlarını silen genç gülümsemişti. Ne garip bir şeydi bu.

Böyle küçük bir canlıyı sevmek..

Romantik olarak değil..

Sevmek..

Bir çiçeği bir şarkıyı sevmek gibiydi bu küçük canlıyı sevmek.

Adamı güçsüz hissettiren, içini sızlatan bir histi. Korkuyordu adam.

Savaşa gitmekten değilde..

Böyle bi küçük canlının önünde güçsüz düşmekten.

"Seni asla unutmayacağım prenses. Hem bana çiçekten bir taç verdin. Söz vermiş oldun değil mi?"

Küçük kız burnunu çekerken dişlerini sıkıyordu. Adamın gitmesini istemiyordu.

Babası annesini sarayda bırakıp 10 yıl savaşa gitmişti. Duymuştu Sueden..

Hem..

Savaşa gidip de geri döneceğinin garantisi yoktu..

Adamın yanında güvende hissediyordu küçük kız..

Kötü her şeyden korurdu onu Oswald.

Yalnızlıktan bile..

"Çiçekten taç solmadan geleceğim. Söz veriyorum prenses."

Kız başını sallarken babasına kin dolu gözlerle bakıyordu...

İki gün sonra Oswald gitmişti..

Genç adam kızın beyaz tutamlarından küçük bir buse almıştı.

Sanki cennetten gizlemek ister gibi..

Vadedilmiş CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin