5-Değişen sahneler

527 58 0
                                    

Tam 3 ay.. Lanet olası 3 ay sürüyordu saraya giden yol.. Ve henüz başındaydılar.

Oswald o gece durdukları kamp alanında elini yüzünü yıkarken burnunda ki metalık koku halen gitmemişti.

Kan kokusu ciğerlerine işlemişti.

-------

Hana avucunda ki kılıcın ince kabzasını sıkarken öğretmeni olan genç adam gülümsedi. Kızın yüzünde ki ince peçenek çehresi gözükmüyor, bir tek saćlari ve lacivert gözleri gözüküyordu. Zaten sıcak olan hava git gide kızdırırken kendi nefesi lav olup geri dönüyordu peçeden dolayı. Bayılacak gibiydi..

Genç adam bunu fark ederken kılıcını havada boşa savurup bitti manasına gelen hareketi yaptı. Refarans yapıp giden adam, ders dışında tek kelime dahi edemiyordu.

Zira elinde çay bardağı onu izleyen iki adam onun canına göz dikmiş gibiydi.

Matthew ve Arthur çaylarını içerken Matthew homurdanmadan edemedi.

'Neden biz vermiyoruz ki dersi?'

'Çünkü o istemedi. Bizim ona karşı yumuşak olacağımızı düşünüyor..'

Omuz silken Matthew başını salladı. Hana doğru düşünüyordu. Hanayı izleyen adam pişmandı.

Keşke daha erken kızı görmek için ayak diretseydi. Korkaktı.

Kızın bakışlarında kız kardeşinin sanrısını görme ihtimalinden kaçmıştı yıllarca. Oysa kızın Savannaya benzeyen çehresi çoktan onu bile geçmişti.

Savanna dahi bu kadar kusursuz olamazdı.

Yüzünde ki peçeyi söküp atan genç kız nefes nefese babasının yanına gelip eliyle destek aldı omzundan.

'Şu lanet peçeden kurtulmak istiyorum.'

Arthur gülerken Matthew başını salladı..Sadece 5 ay kalmıştı. 5 ay sonra yaş seronomisi olacak, genç kız artık resmi olarak bir yetişkin sayılacaktı. Ve taht sırasında ki ueri altın harflerle yedi cihana duyurulacaktı.

-------

Oswald elini çenesine dayarken derin bir nefes almıştı. Uzun süre sonra ayağa kalkıp aynaya bakan adam gördüğü şeyden memnun kalmamıştı.

Devasa boyu gün geçtikçe artan yara izleri ve hafif kavruk teniyle berbat duruyordu. Üstünde ki zırhı çıkaran adam yüzünü buruşturdu. Bir gladyatörden daha kaslı ve yara doluydu. Kılıç izleri silinmiyordu..

Eliyle yüzünü yoklayan adam çıkık elmacık kemikleri ve köşeli çenesiyle aşırı gaddar duruyordu. Bu savaşta işine çok yarasa dahi artık aynı şey söz konusu değildi. Yıllara meydan okusa dahi yüzüne yerleşen o yılların çizgileri vardı. Hayır yüzü buruşuk değildi. Ama genç de durmuyordu.

Ellerinin ne denli sert olduğunu fark eden adam homurdanmadan edememişti.

'Bu ellerle ona dokunduğum an teni kesilir..'

Bu bie gerçekti ki kız çok narin duruyordu. Sanki rüzgar esse onu çalacak gibiydi gökler..

Kalbinin üstünde ki sembole bakan adam ister istemez dokunmuştu o noktaya. Bildiği kadarıyla mühür sahip olanların mühürleri aynı noktada olurdu.. Kızın mührü de kalbinin üzerinde miydi? O bembeyaz tende ki tek siyah leke, adamın kader izinden başka bir şey değildi.

'Ne yapıyorsun?'

Zacin sesiyle elini ensesine atan adam sıkkın bir şekilde sandalyeye geri oturmuştu.

Vadedilmiş CennetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin