Vadedilmiş Cennet

48-Tango

2 gün sonra

Clark içeri girerken göğsünde ki baroşta halen Hananın sembolü vardı.

'Efendim.'

Hana önünde ki evrakları okurken başını kaldırıp Clarka bakmıştı.

'Hoşgeldin!'

Gülümseyen Hana Clarkın yeşil gözlerinin mutlulukla kısıldığını farketmişti.

'Hosbuldum Efendim.'

'Sadece ikimiz varız odada. Rahat ol.'

Clark başını sallarken gidip Hananın masasının dibinde ki sandalyeye oturmuştu.

Ellerini çenesinin altında birleştiren Hana merakla bakıyordu adama.

'Eee anlat bakalım.. Nasıldı?'

Clarkin yüzü buruşurken Hanaya bakmakta zorlanıyordu. Haftalarca sadece ter kokan yaralı erkek bedenleri gördükten sonra genç kızın güzelliğine bakmak zordu.

Uzun süre karanlıkta kaldıktan sonra güneşe çıkmak gibiydi bu.

'Ter.. Kas.. Erkekler..'

Clarkın bu üç lafıyla gülmeye başlayan Hana başını yana eğmişti.

'Bana vaha gibi geldi.. Bir daha ki seferde bende gelmek istiyorum.'

Clarkın kaşları kalkarken mutlulukla öne kaymıştı.

'Gerçekten mi?!'

Genç kızın yüzünde o ifadeyi girmek istiyordu Clark.. Birlikte ata bindiklerinde oluşan o ifadeyi görmek istiyordu.

'Gerçekten.. '

İmkânsız olsa dahi hayal etmesi güzeldi kız için.

'Kara Kurtların denetiminde ki birliklerin ihtiyaçlarını sağladık. Doğu sınırında ki harp yüzünden ufak bir anlaşmazlık olmuş orduyla aralarında.. Daha doğrusu 'şövalyeler birliği' ile..'

Şövalye birliği mabedin oğullarından oluşurdu.

Kaşlarını çatan Hana başını hafifçe kaldırmıştı.

'Ne gibi bir sorun?'

'Işkal ettikleri yerde ki kadınları ganimet olarak almak istemişler. Kara kurtlar da karşı cıkmış. Halkı korumak istemiş.. Ama General Oswaldın bunu yasal olarak hak verdiğini söyleyince Kara Kurtlar bir şey yapamadı-'

Ganimet..

Kadınları ganimet olarak almak mı?!

Bu nasıl bir barbarlıktı?!

Genç kız dişlerini sıkarken öfkeyle yumruğunu masaya vurmuştu.

'Ne demek bir şey yapamadı?! Size tam yetki verdim ben Clark!'

İlk kez Clarka öfkeyle bağıran genç kız sakın olamıyordu.

Bir imparatoriçe olarak gururu kırılmış..

Bir kadın olarak, kendi hemcinslerine ihanet etmiş gibiydi..

'Ama İmparator Osw-'

'Lanet olası safkan olan benim! Taçı giyiyor çünkü ben onunla evliyim! Göğsünde ki o arma süs diye değil! Size bir yemin etmiştim, sizde bana ettiniz! Halkımı koruyacaktınız! Halkımı koruyamıyorsam ne anlamı var bütün herşeyin! Siz benim ellerim, kulaklarım ve pemçemsiniz Clark!'

Clark yutkunamaz iken tüyleri diken diken olmuştu. Zira..

Karsısında gerçek bir Imparatoriçe vardı..