Kumsala geldiğimde ağlamamı durduramıyordum. Yaşadığım şeyler birer birer gözümün önüne geliyordu.
Bu yaşıma kadar olan maddi sıkıntılarımız geliyor aklıma önce. Okuyabilmek için küçücük bir çocukken çalışmak zorunda kalmam.
Sonra arkadaşlarımın ihanetleri geliyor aklıma.
Sonra halamla yıllardır hayalim olan yarışmanın arasında kalmam geliyor aklıma.
En son da bu hayalimi uğruna yok saydığım Yiğit Alp Poyraz geliyor aklıma. Bana yaptığı şey kabul edilir gibi değildi.
Sinirle haykırdım denize doğru.
"YETER! YETER ARTIK!"
Yazardan...
Poyraz Ayşe'nin arkasından bakakalmıştı. Hemen arkasından koşmaya başlayacakken Berkay tuttu kolundan.
"Poyraz bir dur abi! Kız gelme dedi."
"Nasıl gitmeyeyim Berkay çok kötü görünüyordu."
Berkay Sergen'e döndü.
"Sergen sen Poyraz ile kal ben gidip konuşayım Ayşe ile."
Sergen kafasıyla onayladı onu. Berkay hızla kumsala doğru giderken Aleyna keyifle izliyordu olanları. Batuhan ise kavga ettikleri için mutlu Ayşe'yi öyle gördüğü için tedirgindi.
...
Kumsalda dizlerimin üstüne çökmüş ağlıyordum.
"Ayşe! İyi misin?"
Berkay yanıma gelmişti ama ona dönemedim cevap veremedim.
"Ayşe bana bakar mısın? İyi misin sen?"
'Ayşe bize diyor cevap vermemiz lazım.'
'Veremiyorum iç ses boğazım düğümleniyor.'Berkay'ın panik olduğunu anlamıştım. Omuzlarından tutup salladı beni.
"Ayşe!"
Zor olsa da kısık sesimle cevap verdim.
"İ-iyiyim."
Derin bir nefes aldı. Sonra gözleri elimdeki kağıda takıldı. Elimden çekip aldığında tutamamıştım kağıdı. Gözleriyle okuyordu. Okumayı bitirdiğinde şokla baktı bana.
"Bu ne abi?"
Ona bilmiyorum der gibi ellerimi gösterdim.
"Bu çocuk şaka mı yapıyor?"
Boğazımı temizledim.
"Bilmiyorum Berkay ama bildiğim bir şey var o da Poyraz'ın inkar etmemiş olması."
Derin bir nefes aldı.
"Tamam şimdi şöyle yapıyoruz sen burada ağlamaya devam etmiyorsun tabii ki ve kampa dönüyoruz. Çok rahatsız olursa Poyraz gider. Hadi fıstık kalk bakalım."
Ona az da olsa içten bir şekilde gülümsedim. Yalnız hissettirmiyordu. Poyraz'dan sonra güvenim sarsılsa da Berkay'ın dostluğuna güveniyordum.
'Hadi bakalım Ayşe, biz hiçbir erkek yüzünden yıkılmadık bu zamana kadar yıkılmayız da!'
'Yıkılmayız iç ses!'Hızla ayaklandım. Berkay şokla bana bakarken yüzüme kendimde en özel hissettiğim şeyi yani gülüşümü yerleştirdim. Berkay da gülmeye başladı.
"Valla korkulur senden, daha az önce ağlamaktan konuşamıyordun. Kriz geçiriyorsun sandım doktor falan çağıracaktım. Şimdi gülüyorsun."
"İhanete uğramak gülmeme engel değil Berkaycığım."
Burukça gülümsedik ikimiz de. Kampa doğru yürümeye başladık. Kampa geldiğimizde Barakada sadece Sergen ve Poyraz vardı. Poyraz beni görünce hızla yanıma geldi. Sert bir şekilde gözünün içine baktım, kaçmayacaktım ondan.
"Ayşe ben sana söyleyecektim..."
'Böyle bir şeyin nesini söyleyecektin?'
"Böyle bir şeyin nesini söyleyecektin?"
'Teşekkür ederim sufle için iç ses.'
'Her zaman buradayım Ayşe.'Poyraz tam konuşacakken Berkay girdi araya.
"Abi kız çok haklı. Sen niye böyle bir şey yaptın? Hiç beklemezdim senden."
Bu sefer de Sergen girdi araya.
"Neyi beklemezdin Berkay. Altı üstü eski sevgilisinden yakın tarihte ayrıldığını söylememiş. Tamam söylemeliydi ama o an söylememiş. Bu kadar büyütülecek bir şey görmüyorum ben."
Şaşkınlıkla konuştum.
"Sadece eski sevgilisini mi söylememiş? Ne saçmalıyorsun Sergen?"
Berkay ben konuştuktan sonra elindeki kağıdı açıp Sergen'in yüzüne yaklaştırdı. Poyraz hemen eline aldı kağıdı Sergen ile okumaya başladılar. Poyraz okudukça kaşlarını çatıyordu. Kağıdı Berkay'a geri uzattı.
"Bu ne ya?"
Cevap verdim.
"Ne demek ne? Okudun işte kör müsün?"
İki yana salladı başını Poyraz. Sergen de artık şokla ve sinirle bakıyordu Poyraz'a.
"Ben yazmadım bunu!"
'Nasıl yani? Ne diyor bu Ayşe?'
'Dur bakalım iç ses, öğreneceğiz.'"Ne diyorsun Poyraz. Senin çantandan çıktı. Sana sordum 'Ece diye biri mi vardı?' dedim, var dedin."
"Vardı çünkü Ayşe. Ece benim eski sevgilim. Buraya gelmeden birkaç ay önce ayrıldık. Sen sorunca ben liseden sonra da sevgilim olduğunu öğrendin sandım. Allah aşkına ben böyle bir şey yapmış olabilir miyim sana? Nasıl inandın böyle bir şeye?"
'Bir dakika yani Poyraz yazmamış mı bunu?'
Ben şokla bakarken ona aklımda dolanan soruyu Berkay sordu.
"Bir dakika yani sen yazmadın mı bunu?"
'Ayşe bayılıyorum bu çocuğa resmen ben bu.'
'İç ses sence sırası mı şimdi?'"Hayır tabii ki abi!"
Sergen sessizliğini bozdu.
"Kim yazdı o zaman?"
Poyraz bilmiyorum der gibi ellerini uzattı. Artık benim özür vaktim gelmişti ve geçiyordu.
"Berkay, Sergen biraz yalnız konuşalım mı biz?"
Başlarıyla onaylayıp ormana doğru ilerlediler.
"Poyraz ben özür dilerim, çok özür dilerim. O kağıt senin çantandan düştü ben okudum ve okuyunca kendimi kaybettim."
Poyraz yüzünde mimik yoktu resmen. Çok ruhsuz bakıyordu.
"Ben de üzgünüm Ayşe. Çünkü eğer benim bunu sana yapabileceğime inandıysan bizden olmaz."
"Ne!?!?"
"Sen dedin ya az önce 'bitti' diye. Gerçekten bitmiş Ayşe."
Cümlelerini hiç sekmeden önüme serip ormana doğru ilerlediğinde şokla bakakaldım arkasından.
'Bizi terk etti Ayşe.'
'Ne yapacağız iç ses?'
'Asla yıkılmayacağız buraya hayalimizi gerçekleştirmeye geldik. Poyraz ile dizi çekmeye değil!'
'Ben ondan vazgeçemem iç ses...'...
Hello bebekler!
Öncelikle Ayşe potadan çıktı emeği geçen ayrazfc ayfc ypfc ve nicelerine sonsuz teşekkürler.
Poyraz'ın bu tribi atması çok doğal bence ama biraz ağır konuştu sanki, siz ne düşünüyorsunuz?
Umarım bu haftayı bizimkiler bir sürü galibiyetle kapatırlar ve potaya girmezler.
Öpüyorum kocaman!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~
Teen Fiction"Sevgi her şeyi çözer Ayşe." "Her şeyine güvendiğim için Poyraz diyorum."