62.Bölüm

259 13 14
                                    

"Ayşe biraz daha hızlı lütfen!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ayşe biraz daha hızlı lütfen!"

"Poyraz sakin ol hayatım."

Arabadaydık ve hastaneye gidiyorduk. Poyraz'ı arayan polisti. İdil ve Burak'ın kaza haberini vermişti. Poyraz panikten delirmiş gibi olduğu için ben kullanıyordum ama benim de ondan farkım yoktu. Hem ağlayıp hem elimden geldiğince hızlı gitmeye çalışıyordum. Yemekteki herkes arabalara binmiş ve hastaneye gidiyordu. Hemen arkamızda da Sergen, Berkay ve Güneş vardı. Güneş de en az bizim kadar paniklemişti.

Çok geçmeden hastaneye geldiğimizde koşarak acil kapısından içeri girdik.

"İdil Kaya ve Burak Kaya. Trafik kazası geçirmişler."

"Hemen kontrol sağlıyorum. İkisi de ameliyata alınmış. Hemen bir üst katta sol koridorun sonunda."

Teşekkür etmekle vakit kaybetmeyip merdivenlere koştuk. Sergen'e hızlıca nerede olduğumuza dair mesaj attım.

Poyraz yere oturup elleriyle yüzünü kapattı. Ağladığına emindim çünkü ben de ağlıyordum. Poyraz'ın yanına oturup başımı onun omzuna dayadım. Gözlerimdeki yaşlar birer birer onun omzuna düşüyordu.

İdil benim kardeşimdi üstelik bir de hamileydi. Göz yaşlarımla birlikte içimdeki korku da yüzüme akıyordu sanki. Poyraz hıçkırıklarla boğulurken kendimi onun için toplamam gerektiğini anladım.

"Poyraz iyi olacak! Ağlamak yok. Ben biliyorum iyi olacak. Hiçbir şey olmayacak. Toparla kendini artık."

Onun o güzel gözlerinden akan yaşları sildim ellerimle ayağa kalktım sonra. Elimi uzattım. Tutunsun ve ayaklansın diye. Biraz zaman alsa da tutup kalkmıştı. Bu sırada koridorun başından koşarak Sergen, Güneş ve Berkay geliyordu.

Güneş beni omuzlarımdan tutup panikle sarstı.

"Burak iyi mi? Ya İdil? Ayşe cevap ver lütfen."

Yanaklarından yüzünü tutup sakinleştirmeye çalıştım.

"Güneş sakin ol. Daha biz de bir şey bilmiyoruz. Sergen Güneş ile ilgilen!"

Güneş'i Sergen'e devrettiğimde ameliyathaneden çıkan doktorun yanına koştum. Poyraz da koşmuştu tabii ki. Hemen sordum.

"Nedir durumları. İdil ve Burak."

Doktor maskesini çıkartıp konuştu.

"Ben Burak Bey'in ameliyatındaydım. Kemeri takılı değilmiş galiba kötü yaralanmış. Büyük bir cam parçası girmiş. Çıkardık kanamasını durdurduk. Durumu stabil ama yoğun bakıma alacağız. Hayati tehlikeyi atlatmış değil henüz."

Güneş ağlamasının arasından ofladı. Poyraz merak ve panik içinde konuştu.

"İdil nasıl?"

Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin