78.Bölüm

173 12 21
                                    

Sabahın erken saatiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabahın erken saatiydi. Poyraz ile Lina'nın kaydını almaya gidecektik ama henüz uyanmamıştı. Köşe koltuğun bir tarafında o uyumuştu diğer tarafında ben.  Gece orada uyuya kaldığı için kaldırmamıştım.

Planladığımız saatten önce uyandığım için Lina'yı kontrol etmek için yukarı çıktım. Üstünü açmıştı. Yanına gidip örtüsünü yavaşça omzuna kadar çektim. Eğilip alnına bir öpücük kondurdum. Sonra hazırlanmak için Poyraz ile giyinme odamıza geçtim. Üzerime beyaz gömleğimle kot pantolonumu giydim ve Poyraz'ı uyandırmak için aşağı indim. Ama zaten uyanmıştı.

"Günaydın hayatım." dedim neşeyle.

Saçlarını karıştırıp esneyerek cevap verdi.

"Günaydın bir tanem." 

"Hadi hazırlan da çıkalım."

O hazırlanmak için yukarı çıktığında kapı çalmıştı. Berkay'ın geleceğini biliyordum. Kapıyı açınca Sergen'i de görmemle neşeyle sarıldım ona. Uzun süren bie balayından gelmişti ama haberim olmadığı için şaşırmıştım tabii.

"Serguş! Niye haber vermedin?" dedim sitemle.

"Sürpriz yapmak için." dedi ve güldü.

İkisini de içeri davet ettim. Ben de yanlarına otururken neşeyle konuştum.

"Lina seni görünce çok sevinecek. Özledi seni. Dayım da dayım..."

"Ben de onu çok özledim. Uyuyor mu hala minik kelebek?"

Başımla onayladım onu. Berkay ile de konuşmak için ona döndüğümde bir şeyler sakladığını hissettim.

"Berkay ne saklıyorsun?" dedim kendimden emin bir sesle.

Kendini tutamayıp güldü.

"Çok mu belli oluyor."

Dediğini başımla onayladığımda Sergen ile ikimiz heyecanla söyleyeceği şeyi bekliyorduk. Poyraz da merdivenden inip yanımıza geldiğinde kadro tamamlanmıştı.

"Sergen! Senin ne işin var lan burada?" dedi Poyraz şakayla. Sonra sıkı sıkı sarıldılar.

"Otur hayatım Berkay bir şey açıklayacakmış." dedim heyecanla.

Poyraz merakla konuştu.

"Neymiş o?"

Sergen gülerek; "Kesin kumar borcu var şerefsizin!" dedi.

Hepimiz kahkahalarla gülerken Berkay bir tane yapıştırmıştı kafasına. Ne kadar yaşlansak da ilk günkü gibi eğlenebiliyorduk.

Ben daha fazla dayanamayıp tekrar sordum.

"Berkay söyle artık! Ne oluyor?"

"Tamam, söylüyorum... Didem hamile!"

Sevinçle yerimde sıçradım. Hepimiz önce şaşırmış sonra da sevinçe birbirimize sarılmıştık.

"Hala oluyorum! Berkay baba oluyor!" dedim sevinçle.

Sergen yine sevincinin arasından gıcıklığını yapmıştı.

"Bundan olsa olsa akbaba olur!"

Birkaç böyle şakalaşmadan sonra ortamı ciddileştirecek bir şey söylemiştim maalesef.

"Sizi çok seviyorum."

"Ben de..."

"Ben de, çok!"

"Ben de!"

...

Okula doğru yola koyulmuştuk. Aslında sabahları şarkı açmayı pek sevmezdim ama şimdi içimden gelmişti.

"Poyraz şarkı açayım mı?"

"Aç hayatım."

Ama ne açacaktım. Sonra aklıma ilk dans şarkımız gelmişti.

Şarkının girişiyle Poyraz kısa bir anlığına bana dönüp sonra yola döndü.

"... Ne senden öncesi
Ne senden sonrası
Ne senden öncesi
Ne senden sonrası

... Ayrılık aman, ölümden yaman
Geçmiyor zaman, geçmiyor
Ne anam babam ne en hoş hatıram
Yetmiyor, canım, yetmiyor"

Nakarat kısmı gelince aynı anda eşlik etmeye başladık.

"... Ben sende tutuklu kaldım
Kendi hayatımdan çaldım
Yedi cihan dolandım
Bana mısın demiyor

... Ben sende tutuklu kaldım
Kendi hayatımdan çaldım
Yedi cihan dolandım
Bana mısın demiyor"

Şarkının en sevdiğim kısmı geldiğinde gözlerimi kapatıp eşlik etmeye devam ettim.

"... Sakladım gözlerimi
Sustum hep sözlerimi
Yandım yâr közlerimi, ah-ah
Savur savur bitmiyor"

Poyraz'ın vitesin üstündeki eline koydum elimi. Onu hiç tahmin edemeyeceğim kadar çok sevmiştim. Bir insanın bir insanı böyle sevmesi milyonda bir denk gelirdi belki de. O da bana denk gelmişti. Çünkü o benim her şeyimdi. O olmasa yaşayamazdım. O olmasa  nefes almazdım. O beni benden çok seviyordu mesela. Her şeye rağmen seviyorduk birbirimizi.

Çocuğumuz vardı mesela. İnsan ölesiye sevmediği biriyle ortak bir noktası olsun ister miydi? Benim herkesi o da benim herkesim demişti bana. Öyleydi o benim herkesimdi, her şeyimdi. Ben de onun her şeyiydim. Kızımız da ikimizin her şeyiydi. Bizim mucizemizdi.

Aslında o benim mucizemdi, ben de onun mucizesiydim.

Gözlerime bakıyordu ben onunkilere bakıyordum. Sonra gülen bakışlarımı yola çevirdiğimde gülümsemenin yerini korku almıştı. Dünyanın en korkunç korkusu.

"POYRAZ KAMYON!"

...

Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin