"Poyraz! Kamyon!""Baba yavaş!"
"Fren tutmuyor!"
...
Birden yerimden sıçradığımda derin bir nefes aldım.
"Kâbusmuş." dedim nefesimi verirken.
Bir elimle yüzüme yapışan saçlarımı çekerken diğerini Poyraz'ı uyandırmak amacıyla sağıma koydum ama boştu. Poyraz evliliğimiz boyunca genellikle benden sonra uyandığı için şaşırmıştım. Nerede olabilirdi ki? Tam kalkacakken kapı açıldı. Poyraz elinde kahvaltı tepsisiyle içeri girdi. Gülümseyerek yatakta oturur pozisyona geçtim.
"Hayırdır Yiğit Bey? Bayram değil, seyran değil. Nereden esti?" dedim gülerek.
Tepsiyi kucağıma verirken kendi de yanıma oturdu.
"Sana olan sevgimi sadece bayramlarda göstereceksem bana her gün bayram."
Ağzıma bir tane zeytin atarken güldüm ve cevap verdim.
"Bunu daha önce söylemişler zaten. Deliye her gün bayram!"
Numaradan sinirlenmiş gibi yapıp tepsiyi yavaşça alıp komodine koydu ve beni gıdıklamaya başladı.
"Demek deli! Gösteririm ben şimdi sana deliyi!"
Gülmekten iki büklüm kaldığımda sonunda gıdıklamayı bıraktı. Sonra ellerini yanaklarıma yerleştirdi.
"Özledim seni Ayşe." dedi o malum ses tonuyla.
İkimiz senkronize bir şekilde birbirimize öpmek için yaklaşırken birden kapı açıldı. Elimiz ayağımıza dolaşırken hemen uzaklaştık.
Kapıdan üstünde gri yıldızların olduğu beyaz pijaması, dağınık uzun saçlarıyla Lina girdi. Uyumaktan şişen gözlerini ovuşturuyordu. Sonra onu görünce uzaklaşarak açtığımız araya atladı.
"Günaydın anne! Günaydın baba!"
Ben eğilip uzun kahverengi saçlarına bir öpücük kondururken Poyraz imayla konuştu.
"Günaydın kızım, günaydın"
Lina memnuniyetsiz bir şekilde tepsiye bakarak konuştu.
"Bugün kahvaltıyı burada mı yapacağız? Çok saçma."
Yataktan kalkıp terliklerimi giyerken konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~
Teen Fiction"Sevgi her şeyi çözer Ayşe." "Her şeyine güvendiğim için Poyraz diyorum."