"Günaydın dünyanın en güzel annesi ve babası! Size sıcak simit getirdim."Sergen'in yüksek çıkan sesiyle gözlerimi açtım. Hemen yanıma gelip sarıldı bana. Poyraz tabii ki uyanmamıştı.
Yeni uyandığım için çatallı çıkan sesimle konuştum.
"Berkay nerede?"
Sehpadaki yarım su dolu bardağı alıp sırıtarak Poyraz'a bakıp cevap verdi.
"Arabayı park edip geliyor."
Sonra da bardaktaki suyu Poyraz'ın üstüne boca etti. Poyraz ani bir hareketle doğrulduğunda uyumaktan kıpkırmızı olan gözleri kocaman açılmıştı.
Ben gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken Sergen kahkahalarla gülüyordu. Anın şokunu birkaç saniye sonra atlatmıştı. Sonra birden odanın içinde Sergen'i kovalamaya başladı. Odanın ortasındaki sehpanın etrafında kovalamaca sürerken artık kendimi tutamamış ben de kahkahalarla gülüyordum.
"Seni en güzel uykunda Boğaz'a atmazsam benim adım da Poyraz değil. Gel buraya enfeksiyonlu vatoz!"
Kovalamaca sürerken kapının açılmasıyla odayı Berkay'ın sesi doldurdu.
"Kaldır elleri polis!"
Sonra Sergen kahkahalarının arasından konuştu.
"Şikayetçiyim memur bey! Tehdit ediliyorum resmen!"
Berkay Sergen'in söylediğine gülüp benim yanıma adımladı. Sıkı sıkı sarıldıktan sonra Sergen'in yanıma bıraktığı simitleri açmaya başladı.
Kovalamaca sonunda sona erdiğinde hep birlikte simitlerimizi yemeye başladık.
Ben üçünden de önce simitimi bitirdiğimde Poyraz yarısını yediği simitini bana uzattı.
"Hayatım doymadıysan benim simitimi de yiyebilirsin."
'Ayşe bize bir simitle doymazsın mı demek istiyor?'
Şokla baktım yüzüne. Tüm sinirimle konuştum.
"Poyraz sen bana şişman mı demek istiyorsun?"
Poyraz birden şaşırmış bir surat ifadesiyle bakmaya başladı bana.
"Güzelim ne alakası var. Sen sonuçta hamilesin iki canl..."
'Bir tek o mu düşünüyor bizim bebeğimizi Ayşe?'
Sözünü kestim. Bir ton daha yükselen sesimle konuştum.
"Ben Leblebi için bir şey yapmıyorum onu düşünmüyorum yani. Bunu mu demek istiyorsun? Ben aç mı bırakıyorum onu?"
Poyraz kaşlarını olabildiğince çatıp elini alnıma koydu.
"Ateşin de yok. Ayşe sen iyi misin?"
'Belliydi zaten! Şimdi de adımızla hitap etmeye başladı. Çocuk geldi romantizm bitti!'
Konuştukça kendini batırıyordu!
"Güzelimler, hayatımlar nereye gitti? Azıcık bir gerilim oldu diye hemen adımla hitap etmeye başladın! Öyle olsun."
Aslında böyle şeylere kızmak aşırı saçmaydı ama bilmiyorum iç güdüsel olarak kızıyordum. Poyraz bana bakmayı bırakmış Berkay ve Sergen'e ne oluyor der gibi bakıyordu. Sonra Berkay'ın fısıltısını duydum.
"Hormonlar..."
'Ayşe ne diyor bu?!'
Berkay'a hızla başımı çevirdiğimde yüzünde ayvayı yediğini düşündüğüne emin olduğum bir tebessüm oluştu. Kekeleyerek konuşmaya başladı.
"B-ben aslında öyle demek i-istemedim."
'Ne demek istedin Berkay?!'
"Ne demek istedin Berkay?!"
Sonunda akıllı ve mantıklı bir cümle duyduğumda sesin kaynağına yani Sergen'e döndüm.
"Bence biz simitlerimizi aşağıda yiyelim Ayşe de biraz kafa dinlesin."
İğneleyerek konuştum.
"İsabet olur!"
Yavaşça simitlerini alıp kapıya ilerlediler. Berkay ve Sergen çıktı. Poyraz da tam çıkacakken arkasını döndü.
"Sakın kendini ve onu tehlikeye atacak bir şey yapma tamam mı hayatım? Beni hemen ara kötü bir şey olursa."
Kollarımı göğsümde birleştirip gözlerimi kısıp kafamı sertçe çevirdim. Kapının sesinden anlamıştım çıktığını. Biraz ileri gittiğimin farkına varmıştım ama geç olmuştu. Berkay'ın da dediği gibi bu lanet hormonlar beni bu hale getirmişti.
Aslında Poyraz kalkamamamı söylemişti ama en fazla ne kadar uzaklaşmış olabilirlerdi ki?
Yavaşça ayaklarımı yataktan sarkıttım ve ayakkabılarımı kolayca geçirdim ayağıma. Ayaklanmadan önce Poyraz'ın numarasına tıkladım. Telefonu yatağın üstüne bırakıp elime aldığım kırmızı bandananın düğümünü açmaya çalışırken kapı çok sert bir şekilde açıldı.
"Kimsiniz neden kapıyı çalmadınız?!" Sinirle korku arası bir sesle sordum gelen adama. Çok ürkünç bir yüzü vardı.
Üzerime üzerime gelmeye devam ediyordu. Kollarımdan sertçe tuttuğunda elimdeki bandanayı düşürdüm. Sonra yüzüme doğru yaklaşan peçeteyi gördüğümde tüm gücümle bağırdım.
"POYRAZ!"
...
Uzun süre sonra gelen kısa bölüm çok hoşunuza gitmedi biliyorum. Bundan sonra bir bölüm daha atacağım sonrasında uzun süre bölüm atamayacağım. Bunun sebebini sizinle paylaşacağım çünkü siz artık benim çok yakınımsınız.
Şöyle ki birkaç gün önce üç yıllık ilişkim sona erdi. İnanın bölüm yazacak gücü bulamıyorum kendimde. Elimden geleni yapacağım. Üzgünüm şimdiden.
Kendinize iyi bakın sevdiklerinize de. Çünkü bazen bazı ayrılıklar siz hiç beklemezken karşınıza çıkıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~
Teen Fiction"Sevgi her şeyi çözer Ayşe." "Her şeyine güvendiğim için Poyraz diyorum."