47.Bölüm

397 31 16
                                    

Aşık olduğum adam sedyede boylu boyunca kanlar içinde ameliyathaneye gidiyordu ve ben ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.

"Hanımefendi içeri gelemezsiniz lütfen oturup bekleyin!"

Ameliyathanenin kapısında kaldığımda şokla dizlerimin üstüne çöktüm. Kafamı yavaşça eğip üstüme baktım. Bembeyaz elbisem şimdi kanlar içindeydi.

O son bakışını çıkaramıyordum aklımdan. Bana son gülüşünü... Ameliyathanenin kapısı açıldığında ayaklanıp hemşireye doğru ilerledim. Elime birkaç bir şey tutuşturup koşarak geri döndü. Ne verdiğine baktığımda Poyraz'ın kanlı gömleği ve telefonu olduğunu gördüm.

Gömleğe baka baka yavaş adımlarla koltuklardan birine oturdum. Kendimi tutamayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Ağlama sesimin arasından elimdeki telefonun sesini duyduğumda gözlerimi silip kimin aradığına baktım. Berkay arıyordu. Yavaşça açıp kulağıma götürdüm.

"Alo, Poyraz inan seninle konuşmak hiç istemiyorum ama Ayşe'ye ulaşamıyoruz evde de değil. Belki senin yanındadır. Alo sesim geliyor mu?"

"Berkay..."

"Ayşe! Sen iyi misin? Neden ağlıyorsun?"

"Berkay çok kötü bir şey oldu."

"Fıstığım sakin ol. Tane tane anlat ne oldu?"

"Berkay hastanedeyiz. Poyraz..."

"Ne oldu Poyraz'a?!"

"Poyraz vuruldu Berkay..."

"Hangi hastanedesiniz Ayşe?!"

"..."

"Tamam hemen geliyoruz!"

Telefonu yanımdaki koltuğa bırakıp gömleğin kansız kalan yaka kısmını burnuma götürdüm. Kokladım... Ameliyathanenin önünde sevdiğim adamın kanlı gömleğini koklayıp ağlıyordum. Silah sesleri kafamda yankılanıp duruyordu.

Kafamı arkamdaki duvara yaslayıp ağlamaya devam ettim. Gözlerimi kapattığımda tekrar o anlar geldi gözümün önüne. Kanlar içinde yere yığılışı geldi gözümün önüne.

Yarım saati geçirmiştim orada ağlarken. Kafamı koridorun başına çevirdiğimde bana doğru koşarak gelen Sergen, Berkay, Dora ve Cevhere'yi gördüm.

En önden bana doğru gelen Sergen ve Berkay'a ayağa kalkıp ağlayarak sarıldım. Sarılmamız bitince Sergen ağlamaktan çatallaşan sesiyle konuştu benimle.

"Ayşe nasıl iyi mi ciddi bir şeyi var mı?"

Hıçkırarak konuşmaya çalıştım.

"İki yerinden vuruldu Sergen. Biri kalbine çok yakındı..."

Son cümlemi bitirirken gözüm kararır gibi olunca hemen kollarımdan tuttular beni. Koltuğa oturttular. Berkay önümde çöküp benimle konuşmaya çalıştı.

"Fıstığım sen bir sakin ol. O seni nasıl bıraksın? Bırakamaz. Bilmiyor musun seni ne kadar sevdiğini? O şerefsiz sensiz hiçbir yere gitmez. Korkma iyi olacak."

Önümde çöken Berkay'a hıçkırıklarımın arasında tekrar sarıldım.

2 saatin ardından ameliyathane kapısının açılmasıyla hepimiz oraya toplandık.

Doktor elinin tersiyle alnındaki teri silerken konuştu.

"Bizim için aşırı zor geçen bir ameliyattı. Merak etmeyin hastanın durumu stabil. Hayati tehlikeyi de atlattı diyebiliriz."

Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin