27.Bölüm

511 35 23
                                    

Bu bölümü rukiyeyyn 'e ithaf ediyorum. Güzel yorumların için teşekkür ederim.

Bölüm şarkılarını normalde açmıyor bile olsanız rica etsem bu bölüm açar mısınız? Teşekkür ederim.

...

Herkes evin bahçesinde kahvaltı yaparken ben daha yeni uyanmıştım kabuslar yüzünden. Herkese selam verdikten sonra bana aşkla bakan Poyraz'ı çağırdım. Bahçe kapısının önüne çıktığımızda bir terslik olduğunu anlamıştı.

"Ayşe ne oldu güzelim?"

Onun gözlerine bakamazken sol gözümden akan yaşı elimin tersiyle hızla sildim. Boğazımı temizleyip daha fazla zorlaştırmadan konuştum.

"Poyraz yapamıyorum olmuyor."

Kaşlarını olabildiğince çattı.

"Anlamadım Ayşe ne olmuyor?"

Gözlerimden akan yaşları silmeye zor yetişirken artık tamamen ağladığımın farkındaydım. Titreyen sesimle zar zor konuştum.

"Ben ayrılmak istiyorum."

Etrafa ne olduğunu anlamaya çalışan bakışlarla bakıyordu. Sonra gözlerine bakamadığım için yere eğdiğim kafamı çenemden tutup kaldırdı.

"Ayşe ne olduğunu anlatır mısın bir tanem. Sorun ne?"

Elini hızla çektim çenemden. Olanlara anlam veremediği her halinden belliydi.

"Sana karşı bir şey hissetmiyorum Poyraz. Hislerimin olmadığı biriyle birlikte olmak istemiyorum. Seni de böyle oyalamak istemiyorum. Özür dilerim."

Artık onun da dolan gözleri yavaş yavaş akmaya başlamışken ağlamaklı sesiyle telaşlı bir şekilde konuştu.

"Ayşe ben ne yaptım? Ayşe susma bir şey söyle! Ne yaptıysam özür dilerim. Farkında değilim ne olur affet beni. Bırakma beni! Dayanamam ben seni çok seviyorum bırakamam. Bırakma beni Ayşe... Ne yaptıysam söyle hatamı bileyim ama susma!"

Telaşlı hali devam ederken onun bu durumuna dayanamadığım için ağlamam şiddetlenmişti. Onu yanaklarından tutup sakin olması ve bana bakması için gözlerine baktım.

"Poyraz senin bir suçun yok. Yapma böyle. Sorun benim. Benim duygularım sorun. Olmuyor denedim ama eskisi gibi hissetmiyorum sana karşı. Survivor'da boşluktayken bazı duygularımı yanlış anlamışım. Orada sana bağlandım doğru olan bu."

Ellerimi yanaklarından çekip kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. Değişik duygu değişimleri yaşıyordu şu anda da sinirliydi.

"Yalan söyleme Ayşe. Anlarım, anlıyorum. Dilin sevmiyorum dese de gözlerinden anlıyorum."

Sesim biraz daha yüksek çıkarken konuştum. Ona bunları yaşattığım için mahvoluyordum ama yapmak zorundaydım.

"Sen hiçbir şeyi anlamıyorsun Poyraz. Yalan söylemiyorum. Doğruları söylüyorum. Acıtsa da gerçek bu. Ben değiştim eskisi gibi değilim."

Sinirle ellerini saçlarına götürdü. Kaldırıma oturdu birden. Kafasını arkasındaki duvara yasladı. Elleriyle yüzünü kapattı. Gözümün önünde acı çekiyordu. Çok kötü bir duruma düşmüştüm gözünde. Amacıma ulaşmıştım yani. Birden ayağa kalktı derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı ve konuştu.

"Eğer doğruları söylüyorsan, eğer gerçekten sevmiyorsan bak gözlerimin içine 'Seni sevmiyorum Poyraz' de. Gözümün içine bak ve içinden gelerek söyle bunu Ayşe. Her şey mükemmel giderken bu hale gelemezsin. Geldiysen bak gözümün içine söyle."

Baktım gözlerinin içine söylemeye çalıştım, uğraştım ama yapamıyordum. Bir şeyler engel oluyordu. Daha dün aşkla baktığım gözlere bakarak sevmiyorum diyemiyordum. Nasıl derdim ki zaten? Yalan söylemek o kadar kolay mı? İnsanın sevdiği adama yakan söylemesi, gözlerinin içine baka baka seni sevmiyorum demesi o kadar kolay mı? Yapmak zorundaydım ama dilimden dökülemiyordu o sözcükler. Boğazım düğünleniyordu.

Gözlerimin yaşını silip sinirle konuşup ileri doğru yürüyüp ona döndüm.

"Yeter bu kadar. Sevmiyorum dedim neyini anlamıyorsun?"

Başını olumsuz anlamda iki yana salladı.

"Yalan söyleme Ayşe. Gözümün içine bakamıyorsun. Söyleyemiyorsun. Yalan söylüyorsun."

"Hayır Poyraz doğru söylüyorum. Ağlama artık yeter. Olmadı yapamadım özür dilerim. Denedim ama sevemiyorum seni."

Gözlerindeki yaşları sildi. Bana iyice yaklaştı ellerini yanaklarıma koydu, alnını alnıma yasladı ve fısıltıyla bir şarkı mırıldanmaya başladı.

"İşte bir kez daha
Durup karşında
Belki de son defa
Soruyorum sana
Bitti mi hikayemiz?
Bu ne biçim son böyle
Değmez miydi sevgimiz
Savaşıp direnmeye?"

Kendimi ondan uzaklaştıramıyordum, söylediği şarkıyı devam ettirdim.

"Değmesin ellerimiz
Buluşmasın bu gözler
Yine erir gideriz
Unutulur yeminler"

Şarkıda da dediği gibi biz hiç becerememiştik terk etmeyi. Ben sevmeyi de becerememiştim. Ama Poyraz dünyanın en güzel seven adamıydı. Ben sevmeyi de terk etmeyi de korktuğum o gözlerin karşısında direnmeyi de hiçbir şeyi becerememiştim. Şarkı bitmesin hikayemiz diyordu ama ben bitiyordum.

Hoşça kal Yiğit Poyraz. Aklımdan hoşça kal ama kalbimde hep kal.

...

Hello!

Kitabımızın adını aldığı bölümü yazdım sonunda. Kitabımız diyorum çünkü artık hepimizin kitabı bu.

Sizi seviyorum!

Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin