43.Bölüm

448 32 35
                                    

"GENÇ ÇİFTEN MÜJDELİ HABER BEKLENİYOR!"

"JUNIOR AYRAZ YOLDA MI?"

"SURVIVOR AYŞE BEBEK KONUSUNDA AÇIKLAMA MI YAPTI?"

"AYŞE VE POYRAZ İLİŞKİSİNDE SORUNLAR MI VAR? NEDEN BEBEK DÜŞÜNMÜYORLAR? TÜM DETAYLAR!"

Derin bir nefes alıp elimdeki tableti geri masaya bıraktım ve elimi çatalları almak için çekmeceye uzattım. Elime gelen şeyle yüzünü buruşturup elimdekine baktım. Bir elimle parmaklarımın ucuyla onu tutarken diğeriyle burnumu tıkayıp bağırdım.

"Poyraz! Çorabının mutfak çekmecesinde ne işi var?!"

İçeriden ses gelmeyince tekrar daha şiddetli bağırdım.

"Poyraz dedim!"

Gri pijamalarıyla içeriden gözlerini ovuşturarak geldi. Ona elimdeki çorabı gösterdim. Elimden çorabı alıp yere attı ve belimden kavrayıp beni kendine çekti.

"Günaydın güzelim."

Burnuma bir öpücük kondurdu. Aşkla baktım ona, o da bana aynı şekilde baktı. Evleneli tam iki yıl olmuştu ama bakışından hiçbir şey eksilmemişti. Hâlâ eskisi gibi güzel ve derin bakıyordu bana.

Bu süre boyunca Cevhere'nin bir kızı olmuştu. Şimdi yanılmıyorsam tam 12 aylıktı. O kadar güzel bir kız çocuğuydu ki çok canlar yakacağı kesindi.

İlayda ve Emin nişanlanmıştı.

Sergen ve Berkay kendilerine bir spor salonu açmış orada antrenörlük yapıyorlardı.

Poyraz da bir spor kulübünün alt yapısına basketbol koçu olmuştu. Öyle koç deyip geçmeyin bayağı tanınır bir koç olmuştu.

Emin oyunculuğa başlamıştı.

İlayda ve Cevhere birlikte bir güzellik salonu açmışlardı.

Dora'nın ise bir talk show programı vardı. Her hafta yayınlanıyordu ve hep yeni konuklar alıyordu.

Beni sorarsanız bildiğiniz ben işte tek iş tabii ki yetmiyor bir sürü iş yapıyordum. Tenis dersleri reklam filmleri ve tabii ki albümler. Tam iki tane yeni albümüm vardı.

Bunların hepsi tabii ki İstanbul'da gerçekleşmişti. Bir haftalık balayımızdan sonra merkezi bir yerde iki katlı tatlı bir villaya taşınmıştık.

Bunlar güzel haberlerdi bir de tatsız haberler vardı tabii. Hayat sadece güzel olaylardan ibaret değildi.

Sergen ve Damla ayrılmıştı. Berkay ve Buse de ayrılmıştı.

Ben bu iki yıllık süre boyunca sayısız gebelik testi yapmıştım. Sizin de tahmin ettiğiniz üzere hepsi negatif çıkmıştı.

Bu akşam İlayda ve Emin'in düğünü vardı o yüzden hazırlanmak için erkenden kalkmıştım. Kahvaltı hazırlamak adına mutfağa girmiştim. Poyraz hâlâ bana şişmiş gözleriyle derin derin bakarken onu itip sahte bir sinirle konuştum.

"Böyle hareketlerle kendini aklayamazsın Yiğit Poyraz! Bu çorabın ne işi var burada?"

Sırıtarak konuştu.

"Hayatım ben de söyledim. Girme oraya Ayşe kızar dedim. Dinlemedi beni kaşıklarla kurul toplantısı varmış. Ben de karşı gelip saygısızlık yapmak istemedim açıkçası."

Bu söylediğine gülmeden edemedim. Bütün ciddiyetim bozulduğunda kahkaha atıyordum resmen.

"Sen hep böyle gül. Gördüğüm en güzel gülüş seninki çünkü." dedi sakince ve sessizce.

Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin