Emin ve Poyraz'ın tam ortasında oturduğum için bir elimi Emin'in eline diğerini Poyraz'ın elinin üstüne koydum. Emin bir tepki vermezken Poyraz gülümseyerek baktı bana.
Dakikalar geçmişti Acun Bey hala aynı şeyleri tekrar ediyordu. Sustuğunda artık açıklayacağını anladım. Derin bir nefes aldım.
"...veda eden isim Emin."
Emin... Emin gidiyor mu? Biri beni bu kabustan uyandırsın. Ne olur uyandırın beni! Gitmesin Emin. Gözyaşlarım benden bağımsız bütün yüzümü ıslatıyordu. Emin eliyle başımı göğsüne yasladı. Ağlamaklı sesimle konuştum.
"Hayır değil, Emin değil veda eden. Ne olur Emin gitme..."
Emin de ağlıyordu artık. Gözlerinden akan yaşlar saçlarıma düşüyordu. Emin gidiyordu, abim kardeşim gidiyordu. En yakınım...
"Evet Emin seni dinliyoruz."
Emin elleriyle gözlerini siliyordu ama yerine yenileri akıyordu. Ben de öylece onun ağlayışını, gidişini izliyordum. Hiçbir şey yapamadan.
"Acun abi öncelikle sana çok teşekkür ederim. Yıllardır hayalimdi. Kaç sene boyunca başvurdum bilmiyorum saymadım. Daha uzun kalmayı şampiyonluğa gitmeyi istiyordum ama olmadı. Nasip değilmiş. Çok güzel dostluklar edindim. Ayşe'ye ayrı bir parantez açmak istiyorum. Benim olmayan kız kardeşim oldu Ayşe. İyi ki tanıdım onu burdaki herkesi. Teşekkür ederim..."
Acun Bey de Emin hakkında bir şeyler söyledi ve Emin en baştan vedalaşmaya başladı bizimle.
Berkay; "İyi ki tanıdım seni Emin sen merak etme bizimkiler bana emanet."
Berkay'ın bu söylediğine tebessüm ettim.
Poyraz; "Başta çok yanlış yaklaştım sana özür dilerim. Yolun açık olsun."
Sıra bana gelmişti. Sıkı sıkı sarıldım ona.
"Ağlama artık güzellik. Nasıl olsa görüşeceğiz. Bana bir söz ver şimdi. Şampiyon olacaksın ve o kupayı benim için kendin için en önemlisi halan için kaldıracaksın."
"Söz veriyorum Emin söz!"
Tam giderken durup kulağıma fısıldadı.
"Şampiyonluk yolunda olur da aşk çıkarsa karşına tepme. Neyi nasıl yaşamak istiyorsan yaşa."
Kafamı olumlu anlamda salladım.
...
Adaya gelmiştik, kumsala gidip yalnız kalmaya karar verdim. Oturdum uzun uzun denizi izledim. Gitmişti işte koruyamamıştım onu. Hadi onunla eninde sonunda kavuşacaktık ya kalbim o ne olacaktı. Poyraz'a resmen aşıktım ama şampiyon olmam lazımdı. Kendime olan saygımı yitirmemem halama, Emin'e verdiğim sözü tutmam lazımdı. Gözümdeki yaşlar yine akmaya başladığında artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
Adım sesleriyle arkamı döndüm Poyraz bir şeyler mırıldanarak geliyordu.
"Bilmem kime gücendin?
Hadi gel anlat bana.Değişmem gülüşünü
tüm dünya benim olsa da.Herk kimse seni üzüp
üstüne ağlatırsa
bir damla su vermem,
çöllerde kavrulsa da."Gözümdeki yaşı silip konuştum.
"Ya sensen beni üzüp ağlatan o zaman ne yapacağız?"
Kaşları çatık bir şekilde bakıyordu bana.
"O zaman bir damla su içmem çöllerde kavrulsam da."
'O da bize aşık Ayşe...'
'Biliyorum iç ses...'
'Ne yapacağız?'
'Bilmiyorum iç ses...'"Anlat bakalım nasıl incittim seni?"
"Kendine aşık ettin."
Ne dedim ben? İtiraf mı ettim? Evet ettim. Bir bu eksikti. Aferin bana.
Çok sevgi dolu bakıyordu bana. Gözlerinin içi gülüyordu resmen.
"Sen de kendine aşık ettin ama ben sana kırılmadım."
Oldun mu gerçekten Poyraz? Seviyor musun sahiden beni?
"Ama imkansız biliyorsun değil mi?"
Gözlerindeki gülümseme gitmiş yerini yaşlara bırakmıştı.
"Neden?"
Sesi titremişti.... Evet ağlıyordu...
"Çünkü olmaz Poyraz. Halam öldü benim. Ben Survivor uğruna onun cenazesine bile gitmedim. Aşık olmak için biriyle birlikte olmak için mi son yolculuğunda yanında olmadım?"
Bir iki dakika yüzüme bakmadı içli içli ağladığını duyabiliyordum. Sonra yere uzandı. Kolunu uzatıp gözüyle koluna yatmamı işaret etti. Az önce söylediği şarkının bir kısmını mırıldandı.
"Bırakma kendini,
Hadi gel yaslan bana.""Son kez Poyraz..."
"Son kez Ayşe..."Koluna kafamı koyup burnumu göğsüne yasladım. Issız adada bile huzur kokuyordu. Kendine has kokusunu asla kaybetmemişti. Aynı havalimanındaki gibi kokuyordu...
Gözlerimi kapattım ve hemen uykuya daldım. Bir daha uyanmasam keşke sonsuza kadar onun kucağında uyusam...
...
Gözlerimi istemeyerek araladığımda barakada olduğumu fark ettim.
Sergen yanıma geldiğinde ona döndüm.
"Ayşe bu sabah güneş doğduğunda Poyraz ve seni gördüm kumsalda ben uyandıracaktım seni ama Poyraz kucağında getirdi. Haberin olsun yani. Sırrınız bende güvende."
Sıkıntıyla nefes verdim.
"Sergen sır falan yok ortada yanlış anlamışsın."
Kafasını olumlu anlamda sallayıp gitti.
...
Röportajdan dönerken ağaçların arasında Poyraz'ı görmemle oraya doğru ilerledim. Karşısında Aleyna vardı ve gülüyordu. Biraz kulak kabarttım.
"Ya Poyraz saçmalama canım ya!"
Hem gülüyordu hem cilve yapıyordu. Daha dün olamayız demiştim ve şimdi güya hiç sevmediği Aleyna ile birlikte eğleniyordu. Bu muydu sevgisi?
...
Emin aşkımı niye elediğimi sormayın ben de bilmiyorum.
Bu bölümdeki kumsal kısmını kendim yazmama rağmen hüngür hüngür ağladım.
Sizce Poyraz Ayşe için içli içli ağlamasına rağmen Aleyna ile yaklaşır mı? Yoksa bu Aleyna'nın oyunu mu?
Bakalım neler olacak?
Son bir şey ekleyeyim vote atmanızdan çok yorumlar beni heyecanlandırıyor. Fikirlerinizi lütfen yazar mısınız?🥺
Öpüyorum kocaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~
Novela Juvenil"Sevgi her şeyi çözer Ayşe." "Her şeyine güvendiğim için Poyraz diyorum."