"Sonsuza kadar evet!"
İlayda'nın sos sen mikrofona bağırmasıyla tüm gücümle alkışladım. Nikah şahidi ben ve Poyraz'dık. Yanımda duran Poyraz'a göz ucuyla baktığımda yüzünü temizlediğini fark ettim. Dudağına da küçük bir bant yapıştırmıştı.
Nikah memuru bize hitaben konuşunca ona döndüm.
"Sizler de şahitlik ediyor musunuz?"
Önce ben sonra Poyraz sakin bir ses tonuyla onayladık. İmzalar atıldı prosedürler gelenekler sona erdiğinde dans müziği açıldı. Bütün çiftler dans etmek üzere piste geçtiğinde İlayda'nın endişeyle kenarda oturan bana ve iki sandalye uzağımda oturan Poyraz'a baktığını fark ettim. Onu bu güzel gününde endişelendirmek istemezdim aslında ama Poyraz ile dans edecek gücü bulamıyordum kendimde.
Sadece şarkıyı duyan kulaklarımı Poyraz'ın sesi doldurdu.
"Alyansın nerede?"
Cevap vermedim. Tekrar sordu.
"Güzelim alyansın nerede?"
Pes etmeyeceğini anlayınca yüzüne bakmadan cevap verdim.
"Seni ilgilendirmez Poyraz. Aramızdaki bağlar koptuktan sonra alyansın pek bir önemi yok."
Yerinden kalkıp yanımdaki sandalyeye oturduğunda ona bakmamaya devam edip sıkıntıyla nefes verdim.
"Güzelim bak biliyorum çok kırıcı konuştum ama sana yemin ederim farkında değildim o an."
Ben tam cevap verecekken karşıdan bize doğru gelen Batuhan'ı gördüm. Endişeli bakıyordu. Yanımıza geldiğinde sorgularcasına baktım ona. Elindeki telefonu bana uzatıp ikimize hitaben konuştu.
"Görmek istersiniz belki."
Bir magazin sayfası açıktı. Kısık sesle okumaya başladım başlıkları.
"AYŞE VE POYRAZ ÇİFTİNDEN AYRILIK!"
"SURVIVOR'IN GÖZDE ÇİFTİNDEN ÜZEN GÖRÜNTÜLER!"
"AYRAZ'IN AYRILIK SEBEBİ BATUHAN KARACAKAYA MI?"
"AYŞE POYRAZ CEPHESİNDEN KISKANÇLIK KAVGASI!"
Hiçbir şeyimiz gizli kalmıyordu ve bu çok can sıkıcıydı.
Sinirle telefonu Batuhan'ın eline geri tutuşturdum. Batuhan sessizce konuştu.
"Magazinciler kapıda dilerseniz gidip açıklama yapın."
Ben ayaklanacakken Poyraz'ın konuşmasıyla durdum.
"Açıklayacak bir şey yok çünkü ayrılmadık. Yalan haber, hep yapıyorlar."
Onu duymamazlıktan gelip hızla kapıya ilerledim. Arkamdan onların da geldiğini anlayabiliyordum.
Kapıdan çıkar çıkmaz toplandılar.
"Merhaba arkadaşlar bu olaya açıklık getirmek istedim. Sizi hiç yormayayım ben yapayım açıklama. Evet biz ayrıldık ama sebebi Batuhan değil. Başka sorunuz varsa alayım."
Poyraz bana şaşkınca bakıyordu. Böyle bir açıklama beklemediği belliydi. Birkaç sorudan sonra üçümüz de içeri geçtik. Batuhan bize dönüp üzgün bir tonlamayla konuştu.
"Ben çok üzüldüm umarım toparlarsınız."
Ben tam olumsuz bir cevap verecekken Poyraz sesinin tüm netliğiyle konuştu.
"Üzülme merak da etme biz ne badireler atlattık. Üstümüze oyunlar oynandı, aramızı bozmaya çalıştılar. Testlerden geçtik, ölümlerden döndük. Hiçbirinde de kopmadık kopmayız."
Ben sıkıntıyla nefes verdim. Konuştuktan sonra bana bakan Poyraz'a kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım.
Batuhan gülümseyerek el sallayıp uzaklaştı. Ben de Poyraz'a dönüp sinirle konuştum.
"Neden yalan yanlış konuşuyorsun? Bitti Poyraz. Sen bitirdin bizi!"
Yüzümü elleri arasına alıp dağılmış suratıyla ağlayarak konuştu.
"Ayşe hiç mi sevmedin beni? Nasıl bu kadar kolay kestirip atabiliyorsun?"
Ellerini yüzüme çekip artık ben de ağlayan bir vaziyette sinirle konuştum onunla.
"Ya sen, sen beni sevdin mi? Ben söyleyeyim sen beni hiç sevmemişsin. İnsan sevdiklerini açıklarından vurmaz!"
"Ayşe sana yemin ederim sinirle söyledim."
Kafamı iki yana salladım.
"Benim canımı yakmaya çalıştın. Tebrik ederim başardın. Ben sana senin elinden babalık hakkını alamam dediğimde keşke bitirseydin Poyraz..."
Arkamı dönüp gidecekken kolumdan tuttu. Kafamı yavaşça çevirdim ona.
"Ayşe gitme..."
Elini kolumdan çekip düğün alanına doğru ilerledim. İlayda beni görünce hızlı adımlarla yanıma geldi.
"Ayşe hadi sahneye! Sana ne oldu kız? Ağlamışsın."
Ben tam geçiştirecekken İlayda arkamdan gelen Poyraz'a sorarcasına baktı.
"Sen de ağlamışsın. Ne oluyor size? Dans da etmediniz zaten."
Ben omuz silkip konuştum.
"Boşver İlayda."
İlayda tam sorgusuna devam edecekken Emin'in seslenişiyle hepimiz dikkatimizi ona verdik.
"Ayşe her şey hazır sahnede! Bir tek sen eksiksin."
İlayda hızla Emin'e doğru ilerledi. Tekrar Poyraz ve ben kaldığımızda tam ben de gidecekken seslenmesiyle ona dönmeden duraksadım.
"Biliyorum seni çok kırdım ama bana bir sevgini söyleyemecek kadar mı soğudun benden?"
Hiçbir şey demeden sahneye ilerledim. Herkes yerini aldığında Poyraz tabii ki en önden izliyordu beni.
Enstrümanlar şarkıya girdikten biraz sonra da Poyraz'la göz teması kurmamaya çalışarak ben girdim şarkıya.
"Bir istiridyenin kıymetli incisini
Sakladığı gibi saklarım seni
Bir bahar dalının narin tomurcuklarını
Sakındığı gibi korurum seni..."Göz teması kurmama çabama devam ediyordum. Şarkının sözleri ve melodisi gözümden bir yaş akmasına sebep olurken devam ettim.
"Çok derin derin derin derin
Derinlerimde ellerin
Bir armağan gibi Tanrı'dan bana
Kış güneşinde altın kirpiklerin"Artık dayanamamıştım ve sürekli yaşlar akan gözlerimle baktım Poyraz'ın gözlerinden. Göz teması kurduğumda yaşların hızı arttığında beni ağlatanın şarkı değil yaşadıklarım olduğunu anlamıştım.
"Ben seni çok sevdim
Ben seni çok sevdim
Belki zordur anlaması sessizliğimden"Onun da ağladığının farkındaydım. Gözlerimden akan yaşları elimin tersiyle silip daha sessiz sakin çıkan sesimle şarkıyı bitirdim.
"Ben seni çok sevdim
Ben seni çok sevdim
Sen oku kelimeleri gözlerimden"...
Hello!
Adeta ben aşk acısı çekiyor gibi hissettiğim doğrudur. Umarım duyguyu size de geçirebilmişimdir.
Sizi seviyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~
Teen Fiction"Sevgi her şeyi çözer Ayşe." "Her şeyine güvendiğim için Poyraz diyorum."