Silah sesi eskiden olsa dizilerde filmlerde duyduğum öylesine bir gürültüydü benim için. Şimdi ise duyduğum zaman soğuk soğuk terlediğim kalp atışımı hızlandıran öyle ki yerinden çıkacakmış gibi hızlandıran...
Hızlı adımlarla kapıya ilerleyip açmaya çalıştım. Açılmayınca seslendim.
"Kapıyı açar mısınız?"
Hiç ses hareket yoktu. Tekrar denedim.
"Kapıyı açın!"
Gelen topuklu ayakkabı sesiyle kapıya elimle iki kere vurdum. Sonra çok geçmeden kapı açıldığında üstünde beyaz gömlek siyah etek olan bir kadın gördüm. Evin çalışanı olduğunu düşündüm.
Kadına kısa bir bakış atıp teşekkürlerimi ilettiğimde merdivenlere ilerledim. Yavaş yavaş inmeye başladım çünkü panikle bebeğime zarar vermek istemezdim. Dönen ahşap merdivenler iki kat indikten sonra bitmişti. İçi de aynı dışı gibi ahşap ve ürkütücüydü bu evin. Hızlı adımlarla salona geldim.
Abim koltukta yatmış öylece duruyordu başında da doktor olduğunu tahmin ettiğim bir adam vardı. Omzuna tedavi uyguluyordu doktor. İçimdeki korku hissiyle belki de sonradan pişman olacağım bir şey yapıp koltuğun yanına çöktüm ve elimi eline koydum.
"Abi iyi misin?"
Acıyla sıkı sıkı kapattığı gözlerini yavaşça araladı. Gözlerindeki umut içimi ısıtırken zar zor gülümseyip konuştu.
"Korkma prenses. Senin abin dokuz canlı. Bilmiyor musun bunu?"
Soran gözlerle doktora baktım. Ben sormadan konuştu.
"Korkmayın kurşun sıyırmış."
"Nasıl başardın bunu Anıl?" dedim. Sesimdeki endişeyi ne kadar uğraşsam da örtememiştim. En azından adıyla hitap edip biraz resmiyet katmıştım.
Acı dolu bir ses geldi. Doktorun sürdüğü şeylerden kaynaklandığını anlamıştım. Bana açıklama yapmak amacıyla gözlerime baktı.
"Silahı temizliyordum. Boş sandım ama işte şeytan dolduruyor."
Sinirle saçlarımı yüzümden çektim.
"Senin niye silahın var peki? Sen yazılımcı değil misin Anıl?"
"Birincisi insan abisine ismiyle hitap etmez küçük hanım. İkincisi o gazetelerde haberlerde gördüğünüz benim aydınlık tarafım. Bir de bu işin karanlığı var. Üstelik normal bir yazılımcıya göre bu korumalar garip gelmedi mi sana? Sadece bir yazılımcı olsam bırak seni o hastaneden çıkarmayı odana bile giremezdik. Seni kaçırtmak için gönderdiğim adama ben bir sürü para veriyorum." Alaycı bir gülümsemeyle sıralamıştı cümlelerini.
Hızlıca olduğunu hayal ederek yavaşça ayaklandım. Hareketlerime dikkat ediyordum. Yıllar önce bizi terk edip giden biri için bebeğimin canını hiçe sayamazdım sonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~
Teen Fiction"Sevgi her şeyi çözer Ayşe." "Her şeyine güvendiğim için Poyraz diyorum."