18.Bölüm

1K 70 30
                                    


Bu bölümü dilekiste 'e ithaf ediyorum. Güzel yorumların için teşekkür ederim.

İyi okumalar.

...

Son kez baktık yattığımız barakaya, gölgesinde oturduğumuz ağaca, çamaşırları astığımız ipe. Ne çabuk bitmişti Survivor maceramız. Havaalanına gitmek için araca bindiğimizde başımı Poyraz'ın omzuna yasladım. O da başını başıma yasladı.

"Poyraz?"

Endişeli çıkan sesime karşılık konuştu.

"Efendim güzelim?"

"Survivor bitiyor ya şimdi normal hayatımıza dönünce sen benden sıkılır mısın?"

Güldüğünü burnundan verdiği nefesten anlamıştım. Hızla omzundan çekilip sinirli bir şekilde yüzüne baktım.

"Niye gülüyorsun komik bir şey mi söyledim?"

Ellerimi tutup gözümün içine baktı.

"Ben senden 24 saat aynı yerdeyken sıkılmadım normal hayatta nasıl sıkılayım? Öyle bir şeyin ihtimali bile yok bir tanem."

Huzurla derin bir nefes aldım. Ben bu adamı hak edecek ne yaptım ki?

Arkamı döndüğümde Sergen ve Berkay'ın şarkı mırıldanarak dans ettiklerini gördüm. Çok komik görünüyorlardı. Ben ve Poyraz kahkahalarla gülerken ters ters baktılar bize. Sonra kendimi tutamayıp gülmemin arasından konuştum.

"Ne yapıyorsunuz siz?"

Berkay gözlerini kısıp konuştu.

"Sevgililerimize kavuşacağız. Sizin gibi hep birlikte değiliz ya hani. O yüzden mutluyuz battı mı yengeciğim?"

Gülmemek için dudağımı ısırırken kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Yok Berkaycığım devam edin siz."

Poyrazla önümüze döndüğümüzde sessizce gülmeye devam ettik.

...

Uçağın iniş yaptığını hissettiğimde Poyraz'ın göğsüne koyduğum kafamı yavaşça kaldırdım. Yol boyu uyumuştum. Poyraz'ı da yavaşça uyandırdım. Aylardır görmediğimiz ülkemize geri dönmüştük. Hoş buldum İstanbul. Yalnız savaşçı olarak ayrıldığım İstanbul'a iki tane koca yürekli abi ve güzel yürekli, lülüklü sevgiliyle geri dönmüştüm.

Uçaktan indiğimizde bizi bekleyen büyük bir kalabalık olduğunu fark ettim. Bazıları 'Poyraz' diye, bazıları 'Ayşe' diye, bazıları 'Sergen', bazıları 'Berkay' diye bağırıyordu. Ama asıl dikkatimi çeken 'AyRaz' diye bağıranlardı.

Poyraz'a dönüp soran gözlerle konuştum.

"AyRaz ne demek ya?"

O da bilmiyorum der gibi dudak büzdüğünde Sergen ve Berkay bize bakıp gülmeye başladılar. Sonra Sergen kahkahalarının arasından nefes nefese konuştu.

"Bu kadar saf olamazsınız! Ay ve Raz yani Ayşe ve Poyraz!"

Bir aydınlanma yaşadığımızda birbirimize gülerek baktık.

Bize bağıran kalabalığa göz gezdirdiğimde önce İlayda'yı gördüm sonra da Emin'i. Ne Emin'i mi?

Hızla kalabalığa doğru koştuğumda Emin de Kalabalığın arasından kurtulmaya çalışıyordu. Tam ortada buluşup sarıldığımızda belimden kaldırıp döndürdü beni.

Değmesin Ellerimiz ~AYRAZ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin