20

1.9K 230 192
                                    

Jeongin

"Jeongin? Uyuyor musun?"

"Sence uyumuyor mu?"

"Jeongin kalk olum aç kalcaz hadi!"

"Jeongin! UYAN UYAN GELDİK!"

Neler olduğunu anlamadan duyduğum bağırtıyla kafamı sıramdan kaldırdım. Sahi ne zaman gelmiştim sınıfa? Yoksa her şey bir rüya mıydı yine? Gözlerimi ovalayıp uyanmam için bağıran arkadaşıma döndüm.

"Ne var Jisung? Ne var?"

"Olum bi tuvalete gittin geldin kış uykusuna yatar gibi yattın üç ders boyunca noldu anlat da biz de uyuyalım." Jisung yaptığı sözde espiriye gülerken Felix göz devirdi.

"Ya karşı sınıftaki Jaemin çağırdı konuştuk aslında ama ne konuştuk ne zaman buraya geldim ve uyudum hiç hatırlamıyorum." söylediklerime karşılık sanki 'zombi gördüm' demişim gibi baktıklarında kaşlarımı çattım.

"Ne dedin sen? Karşı sınıftan Jaemin mi?" Jisung garip bir ifadeyle sorunca kafamı sallayıp onayladım.

"Evet de neden böyle garip davranıyorsunuz? Belalı bir tip mi?"

"Jeongin bizim karşı sınıfımız yok." dedi Felix sakince.

"Saçmalamayın!"

"Asıl sen saçmalama Jeong, karşıda sınıf falan yok!" Jisung da Felix'i doğrulayınca koşarak sınıftan çıktım ve karşımdaki duvara bakakaldım.

"Gerçekten rüya mıydı yani?" dedim kendi kendime. Felix'e dönüp baktım. Üzgünce kafasını iki yana salladı. Jisung ise yanıma gelip omzuma kolunu attı ve beni yürütmeye başladı.

"Üzülme dostum! Gel biz bi çay kahve içelim kendimize gelelim."

"Ona bir şey alma sakın Jeongin! Beleşçi köpek!"

"Karışmasana lan dürrük!" Jisung'un dediği kelimeyle ona döndüm.

"O ne demek be?"

"Ne bileyim? Güzel bir kadın hakaret olarak kullanıyordu, kötü bir kelimedir umarım." deyip güldü. Ben de gülümsedim.

Kantine inip sıraya girdik ve üç çay alıp bahçedeki banklara oturduk. Aramızda sohbet ederken birden yine onu görmüştüm. Tam karşımda bahçe duvarının dibinde arkadaşlarıyla oturuyordu. Hemen yanıma dönüp Jisung ve Felix'i böldüm.

"Bakın bakın! Orda işte bahçe duvarının dibinde oturuyor!" parmağımla işaret ettiğim yere bakıp tekrar bana döndüler.

"Kim var olum orda?" Jisung'un dediğiyle işaret ettiğim yere baktım. Arkadaşları oradaydı ama kendisi yoktu.

"Jeongin hayal mi görüyorsun?" Felix'e dönüp çemkirdim.

"Hayal falan görmüyorum! Çocuk az önce oradaydı ama şimdi yok işte! Gitmiş demek ki!" sinirle oturduğum banktan kalkıp okul binasına doğru yürüdüm. Üçüncü kattaki tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakacağım sırada arkamdaki kişiyi görmemle gülümsemem bir oldu.

"Merhaba? Ben Jaemin ya sen?" bir süre cevap vermeden aynadan ona baktım.

"Şey bahçede öylece beni gösterip yanındakilerle konuşunca garip hissettim. Acaba beni tanıyor musun?" ona dönüp gözlerinin içine baktım.

"Bilmiyorum, sen beni tanıyor musun?" tek kaşı havalanmış, başı hafif yana eğilmişti.

"Hayır? Ama tanışabiliriz, değil mi?"

Listen To My Heartbeat [Hyunin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin