Hyunjin
Jeongin yanımda mışıl mışıl uyurken sabaha karşı uyandım. Yavaş hareket ederek bana sarılı kolları arasından çıktım. Yataktan kalkıp gece yere fırlattığımız pijamalarımı üzerime geçirdim ve giyinme odasına yöneldim. Bavulumu hazırlamaya başladım. Götürmek istediğim her şeyi rulo şeklinde katlayarak bavula sıkıştırdım. Bunu kimseden öğrenmemiştim. Hep biliyordum sanki. Bu garipti.
Bütün eşyaları koyduktan sonra bavulu kapattım. Odaya geçip benimkini de Jeongin'inkilerin yanına koydum.
Yatağa dönüp baktığımda Jeongin orada değildi."Jeongin?" diye seslendim endişeyle.
"Buradayım."dedi. Banyodan gelen sesiyle derin bir nefes aldım. Neden bu kadar korktum bilmiyorum. Biraz sonra banyonun kapısı açıldı. Jeongin duş almıştı. Belinde havluyla banyodan çıkıp odaya girdi.
"Bir sorun mu var?" dedi garipseyen bakışları üzerimde gezinirken. Kafamı iki yana sallayıp reddettim.
"Peki. Çantanı hazırladın mı?"
"Evet. Az önce bitirdim." dedim. Elimle solumda kalan kapının yanındaki bavulu işaret ettim.
"Güzel." elindeki havluyla saçlarını kurulayarak giyinme odasına ilerledi. Tanrım! Bu çocuğun kasları mı vardı? Şaka mı? Gerçi dün gece- Bir dakika DÜN GECE! Buna inanamıyorum! Ben dün gece o baklavaların tadına baktım! Aman tanrım aman tanrım aman tanrım! Biz dün gece ne yaptık?!
"Jeongin! Aman tanrım!" diye bağırdım birden. Aklımda dönüp duran sahneler yüzünden kendime engel olmamıştım.
Jeongin endişeyle soyunma odasından çıkıp yanıma geldi."Hyunjin? Sorun ne? Bir şey mi oldu? İyi misin?"
"Jeongin! Dün gece sen beni bec-" elini ağzıma kapattı telaşla.
"Salak mısın? Bunu herkesin öğrenmesine gerek yok!" dedi ben sakince yerimde durduğumda elini çekti. Giyinme odasına geri dönmek üzereyken onu ensesinden tutup kendime çektim. Dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum. Jeongin hevesle karşılık verdi. Sanki bu anı bekliyor gibiydi. Nefes almak için ayrıldığımızda konuştu.
"Duş almış mıydın sen?"
"Hayır, neden?"
"Hımm~ seni yıkamalıyım."
"Ne?"
"Sana güzel bir duş keyfi sunmalıyım Hwang ~" diyerek beni banyoya ilerletti geri geri yürüterek. Sırtım banyo kapısına çarptığında inledim. Elim kapının koluna gitti. Açmak istediğimde elini elimin üzerine koyup durdurdu.
Dudaklarıyla boynumu adeta sömürüyordu. Kapıya dayanmış bedenimi ayakta tutan onun belimdeki eliydi. Kapının kolunu tutan elimin üzerindeki elini çekip kıyafetimin içine soktu. Tenimi okşayan soğuk elleri içimden ince bir ürperti geçmesine sebep oldu. Bir anlık titremem onu güldürdü."Çok tatlısın Hyunjin..." dedi yanağıma öpücük bırakırken. Sıcak basıyordu. Yanaklarımı kızardığını hissettiğim sırada eli tekrar hareket etti. Eski yerine, elimin üzerine, koyup kapıyı yavaşça açtı. Sırtımı kapıdan ayırıp yerlerimizi değiştirdi. Geri geri yürüyerek banyoya girerken beni de belimden tutup içeri çekiyordu. Henüz kapının eşiğinden yeni geçmişken odanın kapısı çalınmadan açıldı. Panikle Jeongin'i içeri itip banyonun kapısını kapattım. İçeriden yere düşen Jeongin'in acı dolu sesi geldi.
"Aayy! Özür dilerim Jeongin sen mi vardın? Pardon pardon!" sanki yanlışlıkla açmışım gibi davranarak kapıdan uzaklaştım. İçeri girenin kim olduğuna bakmak için soluma döndüğümde garip bir şekilde bakan Chan'ı görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Listen To My Heartbeat [Hyunin]
FanfictionYetimhanede büyüyen Jeongin ve onu evlat edinen Chan ve Seungmin.