60

272 35 35
                                    

Jeongin

"Siz sayın Bang Jeongin; Hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde, yoksullukta ve bollukta, ölüm sizi ayırana kadar sayın Hwang Hyunjin'i seveceğinize yemin ediyor, eşi olmayı kabul ediyor musunuz?"

"Evet!"

""Siz sayın Hwang Hyunjin; Hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde, yoksullukta ve bollukta, ölüm sizi ayırana kadar sayın Bang Jeongin'i seveceğinize yemin ediyor, eşi olmayı kabul ediyor musunuz?"

"Evet!"

"Öyleyse ben de Seul Belediyesinin bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri bir ömür boyu eş ilan ediyorum. Gelini- aman! Damadı öpebilirsiniz!" Ve bütün salon bizi alkışlıyordu.

Ne mi oluyor? Hyunjin ile nikahımız! Seungmin babam çok duygulanmış, Chan babama sarılarak ağlıyordu. Arada bir bize bakıp tekrar babamın boynuna gömülüyordu. Chan babam ise gururla bakıyordu. Miya başını Seoha'nın omzuna yaslamış bize dolu gözleriyle bakıyordu.

"HELAL LAN YUSUFİ! ADAMSIN!" diye bağırarak salonun ortasında zıplayan Jisung'u fark edince kahkaha atmaya başladı herkes.

"Kaptın ulan gül gibi çocuğu!" dedi Changbin hyung da bağırarak. Herkes iki kardeşe güldükten sonra tek tek yanımıza gelip bizi tebrik ediyorlardı.

***

Gün sonunda düğünü kazasız belasız bir şekilde atlattığımızda derin bir nefes almıştık. Misafirler gittikten sonra biz bize kalmıştık. Changbin hyung, Minho hyung, Jisung ve Felix, Miya ve Seoha, Jaemin, Jeno, Chenle ve sevgilisi Jisung kalmıştı. E tabi bir de ailem ve Hyunjin'in ailesi...

Chenle ve sevgilisi Jisung, yanımıza gelip bizi tebrik ettiler. Düğünümüz için çalmaya gelmişlerdi. Onlar için salona piyano koydurtmuştuk ve bu Chenle'yu aşırı mutlu etmişti. Hyunjin ve Chenle bu yüzden çok iyi anlaşmışlardı. Birbirlerine sıkıca sarılıp veda ettiler. Ben de aynı şekilde sarıldım ve geldikleri için teşekkür ettikten sonra kapıya kadar eşlik ettim.

Onları yolcu ettikten sonra babamlar gelip ikimize de sarılmıştı. Seungmin babamın yaşları henüz kurumamıştı. Gülüp yanaklarını sildim.

"Babaa~ Ağlama lütfen, henüz evden ayrılmadım. Birkaç ay daha sizdeyim."

"Yavrum mesele o değil ki. Küçücüktün ne çabuk büyüdün de evlendin? Erken olmadı mı?"

"Hayatım, Jeongin yirmi sekiz yaşında. Abartmıyor musun?"

"Sus be sen ne anlarsın?" diyip babamın omzuna vurdu ve bana sarıldı. Ben de babama sarıldım. Bu sırada Hyunjin'in anne ve babası da yanımıza geldi.

"Ayyy resmen yeğenimle dünür oldum." deyip beni yanaklarımdan öpüp mıncırmıştı büyük teyze Nayeon. Jinyoung enişte de yanağımı sıkıp çekiştirdikten sonra Hyunjin'in ensesini tokatladı üç kez.

"Afferin ulan Hyunjin! Kedi olalı bir fare tuttun he! Kaptın güzelim çocuğu!" dedi.
Babamlarla Jinyoung eniştenin dediklerine gülerken Hyunjin de babasına sitem ediyordu.

"Baba ya! Siz istediniz diye o kadar okuyup avukat oldum bu kadar tebrik etmedin!"

"Eeee herkes okur Hyunjin ama herkes Jeongin gibi bir damat getiremez."

"Benden değerli oldun he." dedi Hyunjin kulağıma eğilip.

"Benim için en değerlisi sensin sevgilim." dedim. Gözlerinin içi parlayacak bana baktı. Sonra yanağımdan öptü.

"Öhhö öhöm!" arkamızdan gelen sese dönüp baktık. Büyükbaba Wonpil ve büyükanne Nayeon gelmişti.

"Büyükanne!" diyerek kadının boynuna atladığımda büyükbaba homurdandı.

Listen To My Heartbeat [Hyunin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin