Jeongin
"Kimsin ulan sen LAVUK!" diyerek bir yumruk sallayan Hyunjin, Haechan'ın yere düşmesiyle üzerine çıkmış dövmeye devam ediyordu. Haechan'ın engelleme çabaları onu durdurmaya yetmiyordu.
"Hyunjin! Hyunjin dur!" kollarının altından tutup Hyunjin'i geriye çekmeye çalışsam da ellerimden kurtulup tekrar Haechan'ın üzerine atlamıştı.
"HYUNJİN! DUR DEDİM SANA! O BENİM SEVGİLİM!" Hyunjin'in yumruğu havada asılı kalmıştı. Kaşlarını olabildiğince çatmış bana bakıyordu. Ne dediğimi algılamış gibi durmuyordu.
"Kim dedin?"
"Şuan altına alıp patakladığın kişi sevgilim gerizekalı! Kalk üstünden!" diye azarladım onu. Hala suratıma mal mal bakıyorken kolundan tutup ayağa kaldırdım. Onu bir kenara itip yerden doğrulan Haechan'a destek oldum.
"İyi misin? Revire gidelim."
"Hayır gerek yok." kolunu çimdikleyip, "Gerek var!" dedim. Koluna girdiğim gibi revire yönlendirdim. Kapıyı iki kez çalıp içerde birinin olup olmadığını kontrol ettikten sonra içeri girdirdim. Onu doktor masasının önündeki sandalyeye oturtup pansuman için bir şeyler bakınmaya başladım. Bir ilk yardım kiti görünce elime aldım ve gidip karşısındaki sehpaya oturdum.
"Kaşını ve dudağını patlatmış gerizekalı! Kolu da alçıda bu aptalın nasıl dayak yersin hasta adamdan ya?"
"Hayvan gücü var onda! Ben ne yapayım yani? Hiç ondan yumruk yedin mi!?" diye cevap verdi azarlamama karşılık. Omuz silkip pamuğa döktüğüm oksijeni yavaşça dudağındaki yarasına sürdüm. Sızlanıp hafifçe geri çekildi. Acıdığını düşünüp yarasına üflerken birden boğazını temizler gibi öksürdü.
"Ehem Jeongin, üflemesen mi?"
"Neden? Acımıyor mu?"
"Acıyor acıyor da, etkileniyorum."
"Ne? Ne demek istiyorsun?"
"Jeongin niye bu kadar safsın? Sen dudağıma üfleyince diyorum vücüdumdaki tüm kan güneye doğru hareket ediyor diyorum!" anladığım şeyle şaşırmış, ne yapacağımı bilemeden birden ayağa kalkıp uzaklaşmaya çalışmıştım ancak o beni kolumdan tutup eski yerime geri oturttu.
"Aman tanrım, özür dilerim!"
"Sakin ol! Fazla etkilenmedim, şimdilik. Ama üflemeye devam edersen sonumuz biraz garip olacak gibi?" gülüp eliyle pansumana devam etmem için işaret etti. Dudağını iyice temizledikten sonra kaşını da temizlemiş, ufak yara bantları yapıştırmıştım.
Bu sırada revirin kapısı çalınmadan gürültüyle açılmış içeri sinirli Chan babam ve onu durdurmaya çalışan Seungmin babam girmişti.
"Kim o LAVUK? Nerde ha? Kim o benim oğluma yan gözle bakan karaktersiz!"
"Chan! Ne saçmalıyorsun?!"
"Baba? Buradayız." sakince seslenip ufak bir paravanla ayrılmış bölmeye gelmelerini sağlamıştım. Chan babam sinirden kıpkırmızı olmuştu. Bir sevgilim olmasına bu kadar sinirleneceğini tahmin etmiyordum doğrusu.
"Nerde o lavuk- Haechan?" babam birden far tutulmuş tavşana dönmüştü. "O lavuk Haechan mı?"
"Size de iyi günler efendim." diyerek selam verdi Haechan babama. Babam bir şey demeden bir bana bir Seungmin babama baktı.
"Dut yemiş bülbüle döndün değil mi? Ben sana o kadar celallenme Jeongin kötü bir şey yapmaz dedim!"
"Ama hayatım Hyunjin öyle bir anlattı ki! Biri zorla çocuğumu tacizliyor sandım! Ne yapabilirim?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Listen To My Heartbeat [Hyunin]
FanfictionYetimhanede büyüyen Jeongin ve onu evlat edinen Chan ve Seungmin.