Jeongin
"O çocuğu gözüm hiç tutmadı hyung!"
"Bizim tuttu."
"Jeongin'i ağlatır o çocuk!"
"Yürek yediyse belki."
Chan babam ve Hyunjin arasında geçen konuşmaya göz devirdim. Hyunjin yola çıktığımızdan beri Haechan'ı neden sevmediği hakkında babamla tartışıyordu.
"Bakın bu konu biraz daha uzarsa sinirleneceğim." dedim. Babam omuz silkmiş, Hyunjin ise kaşlarını çatmıştı.
"Jeongin! Haechan yarın seni randevuya çıkaracağı hakkında bir mesaj atmış. İzin istiyor." dedi Seungmin babam.
"Sakın izin verme!" diye bağırdı Hyunjin lafa atlayıp. Ona kaşlarımı çatarak baktım. Aslında bir bahane uydurup gitmeyecektim ancak Hyunjin beni kızdırıyordu.
"Evet baba, bana da söyledi. Gidebilir miyim?"
"Elbette bebeğim. Ayrıca sana ne oluyor Hyunjin?" deyip mutfağa girdi. Hyunjin ise omuz silkip merdivenlere yöneldi.
"Sadece Jeongin'in üzülmesini istemiyorum." dedi. Beni bu kadar çok düşünmesi gözlerimi yaşartmıştı açıkçası.
O gittikten sonra mutfakta uğraşan Seungmin babamın yanına gittim. Hemen yemek yapmaya başlamış, yıkadığı havuçları doğruyordu. Arada bir de ocakta kaynattığı suya göz atıyordu. İyice yaklaştım.
"Ne pişiriyorsun baba?"
"Bilmiyorum, pişince göreceğiz." nasıl yani der gibi bakınca güldü.
"Hadi odana çık rahatla biraz. Hazır olunca çağırırım." dedi. Yanağından öpüp mutfaktan çıktım. Merdivenlerin son basamağındayken Hyunjin'in odasının önünde durduğunu ve bana baktığını fark ettim."Sorun ne?" diye sordum ama cevap vermeden içeri girdi. Bazen tüm bunların rüya olup olmadığını sorgulamıyor değilim.
Odama geçtim. Üniformamı çıkartıp yerine astım ve polarlı pijamalarımı giyindim. Kendimi yatağa atıp tava bakmaya başladım. Bugün cidden canım sıkkındı. En büyük sıkıntım ise üçüncü olmakla yetinmek zorunda kalmamdı. Resmen puanlarım düşmüştü. Hayır, düşmedi. Onlarınki çok yüksek! Tanrım! Kimi kandırıyorum? Tamamen yetersizim! Okulumda tam puan alan biri var ve ben onun yakınından bile geçemezken bir de sevgilisi oldum!
"YÜCE TANRIM BENİMLE ALAY MI GEÇİYORSUN!"
"Jeongin? İyi misin?" telaşla odama dalan babama baktım. Zavallı babam muhtemelen yemeğin hazır olduğunu haber vermek için buraya kadar gelmişken onun ödünü koparmıştım.
"İyiyim baba. Bir şeyim yok."
"Niye bağırıyorsun o zaman evladım? Bir şey oldu sandım aklım çıktı!" şöyle bir bana bakıp süzdü. Hemen uzandığım yerden kalkıp oturdum.
"Yarın için mi endişeleniyorsun?" deyip yanıma oturdu ve ellerimi tuttu.
"Hayır. Endişelendiğim şey puanlarım. Sana söylemiştim baba, birincilikle bitirmek için uğraşıyorum. Okul iyi güzel ama Haechan, Jaemin, Jeno, Renjun ve Chenle... İlk sınavda üçüncü oldum ama diğerlerinde bu sıralamayı koruyabileceğimi sanmıyorum. Eski okulumda dört yüz alsam bile yetiyordu." bir elini elimden çekip saçlarımı okşadı ve gülümsedi.
"Bebeğim, senin için çok önemli olduğunu biliyorum fakat sen de biliyorsun ki birincilik bursunu alamasan bile seni istediğin yerde okutabiliriz."
"Asıl sorun bu işte baba! Hakkımda 'Babasının parasıyla okuyor.' gibi cümleler kurulmasını istemiyorum. Kendim yapmalıyım!" sitem ettiğimde babamın suratı düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Listen To My Heartbeat [Hyunin]
FanfictionYetimhanede büyüyen Jeongin ve onu evlat edinen Chan ve Seungmin.