Uyarı: Bu bölüm ilahi bakış açısıyla yazılmıştır!
Gerçekten gergin bir hava vardı evin içinde. Haechan ve Jeongin yan yana ikili kanepede en uçlara oturmuş, Seungmin ve Chan ise Hyunjin'i ortalarına oturtmuş, tam karşılarındaki üçlü kanepedeydiler.
"Nasıl geçti bakalım ilk buluşmanız?" diye sordu Chan bacak bacak üstüne atıp arkasına yaslanırken. Gözleriyle karşısındaki iki oğlanın ifadelerini inceliyordu.
"Güzeldi. Haechan'ın oyun salonuna gittik. Bana Lol oynamayı öğretti ve birkaç el oynadık." Chan, Jeongin'in cevabından memnun olmamıştı. Bir şeyler olduğuna emindi.
"Başka bir şey yapmadınız mı? Saatlerdir yoksunuz, ayrıca erken de döndünüz? Bir sorun var gibi?"
"Baba? Bu bir sorgu mu? Gözaltında mıyız?" dedi Jeongin gülerek. Chan'ın hiçbir mimiği oynamıyordu. Seungmin ona gülmemesi için kaş göz işareti yaptı ve Jeongin hızla gülmeyi kesti.
"Evet, bu bir sorgu. Şimdi cevaplayın, sorun ne?" Haechan, Chan'ın ateş saçan gözleriyle karşılaşınca korkuyla yutkundu.
"Tamam, biz ayrılmaya karar verdik-"
"Jeongin ile kaybedeceğini bildiğim bir iddiaya girdim. Kaybeden kazananın istediğini yapacaktı ve ben ondan bir sonraki sınava kadar sevgilim olmasını istedim. Yani her şey bir oyundu." diye itiraf etti Haechan. Chan ve Seungmin şaşkınken Hyunjin 'biliyordum' gibi bir tavır takınmıştı.
"Ve bugün de onu bir şeylere zorladın değil mi? Jeongin bu yüzden bu kadar mutsuz görünüyor! Biliyordum! Gördünüz mü? Ben demiştim! Bu çocuk Jeongin'i üzecek demiştim! Gerçekten sevgili bile değillermiş! Her şeyi zorla yapmış bu it! Jeongin'e göre biri olmadığını biliyordum! Jeongin'in böyle bir şeyi isteyerek yapmayacağını biliyordum! Şerefsiz!" dedi Hyunjin ayaklanarak.
"Sakin ol Hyunjin!"
"Ben sakinim! Çok sakinim, siz sakin olun asıl. Chan hyung? Ne diyorsun bu işe? Hım?"
"Kapa çeneni Hyunjin!" Hyunjin sinirli bir şekilde kalktığı yere geri oturdu.
"Jeongin, bugün tam olarak ne oldu da bunu açıklama kararı aldınız? Seni istemediğin bir şey için mi zorladı?" Seungmin hafif titreyen bir sesle sordu. Oğlunun böyle bir durumda olması ihtimali bile sesini titretmeye yetmişti.
"Efendim! Beni tanıyorsunuz, böyle bir şeyi asla-" Seungmin elini havaya kaldırıp kendini savunan Haechan'ı susturdu.
"Jeongin?" dedi oğlunu cevap vermek için teşvik etmek adına. Jeongin kafasını iki yana salladı.
"Beni bir şey için zorlamadı. Zaten ne zaman istersem bitirebileceğimizi söylemişti. Bugün devam edemeyeceğime karar verdim ve ona söyledim. Başta üzülüp ikna etmeye çalıştı ama vazgeçti. Ben tek başıma açıklayacaktım size. Babam bizi sorguya çekmeseydi tabi." dedi Jeongin gerçeği biraz çarpıtmanın sıkıntı olmayacağını düşünerek.
"Hah! Hala onu koruyor! Jeongin! Çocuk seni bile bile kaybedeceğin bir iddiaya sokmuş! Bu kadar iyi niyetli olmak zorunda mısın?" Hyunjin sinirle öne atılıp Jeongin'i azarladı.
"Peki sen her şeye atlamak zorunda mısın?"
"Kafayı mı yedin lan sen? Ölmek mi istiyorsun Haechan!" Hyunjin ayağa kalkıp üzerine yürüyeceği sırada Chan'ın sesi duyuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Listen To My Heartbeat [Hyunin]
FanfictionYetimhanede büyüyen Jeongin ve onu evlat edinen Chan ve Seungmin.