Bir ay sonra...
Jeongin
Balayı tatilimizden dönüyorduk. Çok güzel geçmişti ve aşırı güzel bir haber ile geri dönüyorduk. Bizim dışımızda kimsenin haberi yoktu. Ailemize sürpriz yapacaktık. Aslında onlara çok kötü bir şaka da yapacaktık.
Ben bu sabah ağlayarak babamları aramıştım. Seungmin babama Hyunjin ile çok kötü kavga ettiğimizi söylemiş, büyükbabalarımı çağırıp beni beklemelerini eve geleceğimi ve önemli bir kararımı açıklayacağımı söylemiştim.
Hyunjin de aynı şekilde ailesini ve arkadaşlarımızı eve çağırmıştı. Büyük ihtimalle herkes babamlarda toplanmış bizi bekliyorlardı.Dört saatlik yolculuğun sonunda eve varmıştık. Hyunjin arabayı kapının önüne park ettiğinde ben yalandan Hyunjin'e bağırıp çağırıyordum. Sinirli bir şekilde arabadan indim ve eve doğru yönelirken bağırmaya devam ettim. Hyunjin de direksiyona vurup birkaç kez kornaya bastığında herkes sesimize dışarı çıkmıştı.
"Yeter artık! Kes şunu tamam mı! Lanet olsun yeter!" diye bağırarak arabaya döndüm. Hyunjin de sinirli bir şekilde arabadan inip bana doğru geliyorken bağırdı.
"Asıl senin yaptıkların yeter! Sana sürekli ani hareketler yapıp durma diyorum! Beni umursamıyorsun, kendini umursamıyorsun! Yeter artık! Gerçekten yeter! Bitti! Buraya kadar tamam mı!"
"Lanet olsun!" diyip elimdeki su şişesini ona fırlattım. Havada yakalayıp tekrar bana isabet etmeyecek şekilde fırlattığı sırada hiç hesaba katmadığımız bir şey oldu. Chan babam...
"AŞŞAĞILIK HERİF!" diyerek Hyunjin'in üzerine uçup tek yumrukla yere sermişti.
Ben 'Baba hayır dur şaka yapıyorduk' diyene kadar Hyunjin'i bayıltmıştı bile. Şu anda bayılmış kocamın başında hüngür hüngür ağlıyordum."E yavrum öyle saçma şaka yaparsanız sonu böyle olur! Ne bileyim ben! Sabahtan beri gelmenizi bekliyorum. Aradığında da ağlıyordun zaten." dedi Chan babam.
Ona sinirle dönüp baktığımda araya Changbin hyung girdi.
"Valla Jeongin kusura bakma ama baban yapmasa ben yapacaktım."
"Ya siz manyak mısınız?! İki dakika sabredemediniz resmen ya! Şaka yapacaktık şaka! Sürprizimiz vardı ya!" diyerek ağlamaya devam ederken Seungmin babamın kaşlarını çatmış düşünceli bir şekilde bana baktığını gördüm.
"Jeongin sen bu kadar ağlamazdın. Hatta gülüyor olman lazımdı bu duruma." dedi. Birden ağlamayı kesmiş babamın güçlü sezgilerine gözlerimi belertmiş bakıyordum. Tam bir bahane üretiyordum ki Hyunjin mırıldanarak yavaşça gözlerini açtı. Uzandığı yerden kalkmasına yardım ettim ve ona sımsıkı sarıldım.
" Offff beynim dağılmış da zor toplamışlar gibi hissediyorum." dediğinde Jisung güldü. Sinirli bakışlarım onu bulduğunda dahi umursamayıp kahkaha attı.
"Oğlum enişten dağıttı zaten beynini! Zor topladık puahahaha!" diye anırdı. Hyunjin'in gözleri yavaş yavaş Chan babam kaydı. Babamla göz göze geldiklerini gördüm. Hyunjin birden ciyaklayıp arkama saklandı.
"Hayatım koru beni!"
"Hyunjin düzgün dur. Yedin zaten yiyeceğini!" dedim onu arkamdan çıkartarak.
"Eee ağabey? Kocan uyandığına göre bize neden bu eşek şakasını yaptığınızı açıklayacak mısınız artık?" diye sordu Miya.
"Evet! Çatladım meraktan hadi!" Felix heyecanla konuştuğu sırada kapı çaldı. Oflayıp kapıyı açmaya giden Felix'in ardından hepimiz bakıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Listen To My Heartbeat [Hyunin]
FanfictionYetimhanede büyüyen Jeongin ve onu evlat edinen Chan ve Seungmin.