Jeongin
İki saattir "Ay bana bir şeyler oluyor" dedikten sonra laps diye düşüp bayılan Hyunjin'i uyandırmaya çalışıyorduk. İki şişe alkole bana mısın demedi hala baygın yatıyor. Yani kış uykusuna yatmış ayı olsa kalkardı be adam!
"AY YETER İÇİM ŞİŞTİ HYUNJİN KALK ARTIK!" diye çemkirdikten sonra Hyunjin bir telaşla kalkıp beni kontrole başladı.
"NOLDU? DOĞURUYOR MUSUN? SUYUN MU GELDİ JEONGİN ÇOK ERKEN DEĞİL Mİ? AY BU DA MI GELECEKTİ BAŞIMIZA BEBELERİMİZ GİTTİİİĞĞ!" diyerek çırpınan Hyunjin'in kafasına okkalı bir tokat atıp kendine gelmesini sağladım.
"Ağzından yel alsın gerizekalı! Ne biçim konuşuyorsun? Üç haftalık bebek doğar mı aptal herif! Ay ben bayılıcam şimdi gerçekten! Yeter! Gidiyorum!" diyip hastaneyi terk etmiştim. Darlandım yani! Yeter!
Otoparka gidip arabanın içine girdim ve klimayı açıp biraz serinledim. Derin nefesler eşliğinde rahatladığım sırada Hyunjin gelip yolcu koltuğuna oturdu.
"Sen sürebilecek misin ki? Ben süreyim mi?"
"Kes sesini Hyunjin!" diye tersledim onu. Kemerini bağlayıp uslu çocuklar gibi oturdu. Kollarını da çiçek yapmıştı. Sarkıttığı dudağından öptüm. Tıpkı bir çocuğun sevinç ve heyecanıyla bana dönüp kocaman güldü.
"Mağazaya gidelim mi Jeongin? Bebeklerimize bir şeyler bakalım olur mu? Yatak olur, oyuncak olur, bakacak alacak bir sürü şey var. Gidelim mi? Gidelim he? Gidelim gidelim!" dedi heyecanla. Gülüp burnunun ucunu öptüm.
"Önce eve gidip güzel haberlerimizi verelim. Olur mu? Sonra hep beraber gider bir şeyler bakarız." dedim. Biraz bozulur gibi olsa da kabul etti.
Güvenli bir sürüşün ardından eve vardık. Seungmin babam ve Chan babam bizi kapıda karşıladılar. Onlar da çok heyecanlıydı. Hamile olup olmadığımı merak ettikleri yüzlerinden okunuyordu. Kısa bir sarılma merasiminde sonra içeri geçip koltuklara oturduk. Sabırsızca gözlerimin içine bakan Chan babam sonunda dayanamayıp sordu.
"Eeee Jeongin? Hamile misin? Dede oluyor muyum?" ona kocaman gülümsedim ve kafamı salladım.
"Evet baba. Dede oluyorsunuz." dediğim anda babamlar sevinçle ayağa fırlamış birbirlerine sarılarak zıplıyorlardı.
"Yaşasın! Dede oluyoruz! Dede oluyoruz!"
"ALLAAAAAAAAAHH DEDE OLUYORUZ!" diye bağıran Chan babamı Seungmin babam sırtına vurarak susturdu.
"Kulağım gitti Chan yavaş!"
"Ay özür dilerim hayatım AMA ÇOK MUTLUYUM!" diyerek bana sımsıkı sarıldı. Ben de ona sıkıca sarılarak karşılık verdim.
"Hamileyim ama"
"Ama?"
"Ama?"
"Ne ama?"
"Çok riskliymiş. Dikkatli olmam gerekiyormuş. İlaç yok, bitki çayları yok, aşırı yağlı, tuzlu, şekerli yiyecekler yok, zıplama, eğilip kalkma, hızlı koşma, ağır kaldırma gibi ani ve zorlayıcı hareketler yok. Üzüntü, stres yok. Hasta olmamaya dikkat etmeliyim özellikle."dedim. Hyunjin bana şaşkın ördek gibi bakıyordu.
"Bunları sen baygın yatarken konuştuk Hyunjin. Bana öyle bakmayı kes."
"Bayıldın mı lan sen? Drama Queen." diyip ensesine vurdu Chan babam.
"Evet baba. İki saat alkol koklattık kalkmadı. Bu kalkmayınca doktora sen bana anlat ben sonra ona anlatırım dedim. Ne yapayım?" diyerek sitem ettim. Hyunjin bana sarılıp yanağımdan öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Listen To My Heartbeat [Hyunin]
FanfictionYetimhanede büyüyen Jeongin ve onu evlat edinen Chan ve Seungmin.