58

278 37 17
                                    

Jeongin

Lilly ile tanıştığımız gün Felix ile konuşmuştum. Felix bana çocuğun beni birine benzetmiş olabileceğini söylemişti. Ancak o günden sonra Lilly aynı davranış ve söylemlerini devam ettirmişti. Dersler esnasında bana kızgın bir şekilde gözlerini dikiyor, benim dışımda kimse ile konuşmuyor, söylediğim hiçbir şeyi de yapmıyordu.

Tam bir hafta dolduğunda Lilly artık ağlama krizleri geçirmeye başlamıştı. Onu sakinleştirmek için her defasında kucağıma almak zorunda kalıyordum. O ise "İkizleri istiyorum! Kardeşlerimi istiyorum!" diyerek karnıma vuruyordu.

Jaemin ile defalarca konuşmuştum. Çocuğun şiddet geçmişi yoktu. Yetimhanede de dışlanmıyor, şiddet görmüyordu. Ayrıca bahsettiği gibi ikiz kardeşleri de yoktu. Ancak ilginç olan bir şey vardı. Lilly, iki aylıkken büyük bir korulukta bulunmuştu.

Üzerinde ne bir not ne de onu bırakandan bir iz vardı. Sadece adının yazılı olduğu bir kağıt bulunmuştu ve o kağıtta ise sadece Lilly gibi bir kısmı okunuyormuş.
Jaemin'den kızın üzerinde bulunan kağıdın fotoğraflarını ve bulunduğu yere ait belgeleri istedim. Jaemin ise onu bulan polis karakoluyla iletişime geçip bana haber vereceğini söyledi.

Haftasonuydu. Ben sabırsızlıkla Jaemin'den haber bekliyordum. Babalarım ise önümde kataloglar açmış mekan ve süslemeler öneriyorlardı. Ancak benim aklım Jaemin'den gelecek haberdeydi. Dalgındım. Önümdeki katalogları inceleyemiyordum bile.

Seungmin babam benim bu halimi fark etmiş olacak ki elini yanağıma koyup okşadı. Kafamı yavaşça ona çevirdiğimde bana gülümsedi.

"Jeongin. Bir sorun mu var bebeğim? Beğenmedin mi bunları?" diye sordu.

"Hayır. Aklım başka bir şeyde. Üzgünüm." dedim.

Bu sırada Hyunjin eve giriş yaptı. Anahtarını çantasına atıp çantasını da kapının kenarına bırakıp yanıma koştu.

"Bebeğim! Sana müthiş bir haberim var!" diye bağırarak üzerime atladı. Alnımdan öpüp otuz iki diş sırıttı. Benim suratsızlığımı görünce sırıtmayı kesti.

"Ama benim Brütüsüme ne olmuş? Hımmm? Ne oldu? Ne yaptınız he?!" diyerek ayağa kalktı. Babamlara parmak sallayarak bağırmaya devam etti.

"Ne oldu heeğ! Sizi dava edeceğim! Nasıl benim biricik Brütüsümün surat asmasına izin verirsiniz heeeğğ! Şu tatlış minnak güzel harika şu sıfat şu mükemmel dünya harikası bu güsellik! Siz ne yaptınız!?" Kendini yere atıp bağlanıp dövünmeye başladığında gülmeye başladım.

"AaAaAaAaAaAaAaAaAa! AaAah benim Brütüsümün güzel yüzünü astırmışlaaağğğrr! Benim sevgilimi üzmüşleeeğğrr! Vay ben nerelere gideeğğm! Vay ben kimlere söveeeğğğmm! Vaaaaay anaaağğğmm!"

"Hyunjin bir sus! Jeongin'e bir şey yaptığımız yok. Sus da neler olduğunu anlatsın." dedi Seungmin babam. Hyunjin hızla dövündüğü yerden kalkıp yanıma oturdu.

Jeongin'im? Anlat aşkım. Dinliyorum." dedi dibime girerek. Gülüp elimle iterek biraz uzaklaştırdım onu.

"Sınıfımda küçük bir kız var. Lilly. Bir haftadır onun için uğraşıyorum. Onu tanıdığımı söylüyor, ağlama krizleri geçiriyor ve sürekli karnıma vurarak 'Kardeşlerimi istiyorum, ikizleri istiyorum!' diyor. Jaemin'den bulunma bilgilerinin olduğu belgeleri istedim. Onları bekliyorum merakla." dediğim sırada telefonum çalmaya başladı. Telaşla elime alıp cevapladım.

"Alo? Jeongin?"

"Jaemin? Ne oldu, bulabildin mi belgeleri?"

"Biraz zor oldu ama buldum Jeongin. Şimdi sana yolluyorum e-posta ile. Kontrol et dilediğin gibi. Bir sorun olursa beni ara."

Listen To My Heartbeat [Hyunin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin